2 Haziran 2009 Salı

Neden 'gâvursuz' memleket olmamalıydı?

Hakkını verelim; bu ülkeyi İttihatçılar ve onların izinden giden Kemalistler Türkleştirdi ve 'Müslümanlaştırdı'. Son yıllarında bile hâlâ oldukça çeşitli etnik unsurlardan oluşan bir imparatorluktan, başat değil 'tek' bir etnik unsura dayanan bir devlet yarattılar.
Bunu yapmanın bir gereği olarak da ülkeyi 'Müslümanlaştırdılar'. Nasıl mı? Asırlardır bu topraklarda yaşayan gayrimüslim unsurları Başbakan'ın 'hafif' deyimiyle 'kovarak'.

Bunlara birçok kişinin itirazı olmayabilir. Hatta, 'Türkleştirme' ve 'Müslümanlaştırma' işini İttihatçıların bu ülkeye yaptığı 'tek hizmet' olarak görenler de vardır. İttihatçıların her yaptığına karşı çıkanların, konu 1915 Ermeni tehcirine geldiğinde nasıl birer İttihatçı kesildiklerini, Talat Paşa'nın tavizsiz savunucusu haline geldiklerini de biliyorum. Türkiye'nin gayrimüslimlerden 'arındırılması'nın yöntemine karşı çıksalar bile 'amaç' itibarıyla bu politikaları sorgulamıyor birçokları; 1915 tehcirini, Türk-Yunan mübadelesini, Varlık Vergisi'ni ve 6-7 Eylül olaylarını mazur görüyorlar. Varsayalım 'doğru' bir şeydi yapılan. Peki, dikkatlerden kaçan şu iki sonucu biraz düşünmeye ne dersiniz? Bir; bu 'iş' bu ülke 'küçültülerek' yapıldı. İki, bu işi yaparken, yani 'onları' kovarken sadece vatan toprakları küçültülmedi, geride kalanları da yiyen bir 'dev' yaratıldı.

Birinci sonuca ilişkin; 'ne yapalım, başka türlü olmazdı. Küçük olsun ülkemiz ama bizim olsun' diyebilirsiniz. Peki, 'büyüklerimiz', devletin dönüşümüne razı olacaklarına, iktidarlarını kaybetmemek adına devleti yine küçültmeyi tercih ederlerse ne olacak? Kürt meselesini 'ayrılarak çözelim' lobisinden söz ediyorum. Razı mısınız etnik 'arılık' uğruna vatan topraklarının biraz daha küçülmesine? 'Arılaştırma' politikasına itiraz etmeyenlerin, bu sürecin yarattığı 'rejim'e de pek diyecekleri olamaz. Ne yani otoriter, elitist ve hatta yer yer faşizan bir devletin doğuşuyla memleketi gayrimüslimlerden arındırma süreci, tarihi ve misyonu arasında bir ilişki olmadığını mı sanıyorsunuz? Bu ikisinin nasıl da atbaşı gittiğini görmeden Türk ulus-devletinin otoriter kodlarını ve kurumlarını anlamak mümkün değildir.

'Tek uluslu-tek dinli devlet', gayrimüslimleri 'kovmak' için ve kovarken kuruldu. Sonra da ortadan kalkmadı, zaten kaldırılamazdı. Bu defa 'mekanizma' bize döndü, çünkü 'öteki' kalmamıştı. 'Mekanizma' hâlâ kurulu ve işler olduğu için geçmişi sorgulayamıyor, Kürt sorununu çözemiyor, başörtüsü yasağını kaldıramıyoruz. Bazılarımız da memleketine dönemiyorlar. Müslüman olmayan ülkedaşları, bir nüfus mühendisliğiyle göçe zorlayan, sindiren ve hatta yok eden bir devletin bu gücünü 'geride kalanlara' da uygulamasına kim engel olabilirdi? Nüfus mühendisliğini bırakıp siyaset mühendisliğine, din mühendisliğine başlayan 'aynı' devlettir. Etnik ve dinsel bakımlardan farklı olanı ortadan kaldıran 'devlet', daha doğrusu bu 'işlem'i yaparken 'oluşan', yaratılan 'dev-let' bir daha 'evcilleştirilemedi'. İttihatçıların başlatıp Kemalistlerin sürdürdüğü 'Türkleştirme ve Müslümanlaştırma' politikasının nedenleri üzerinde de ezber bozmak gerek.

Neden yaptılar bunu?

Etnik ve dinsel bakımdan belli bir 'türdeşlik' sağlanmadan 'tek tip' vatandaş 'yaratılamaz' da ondan. 'On yılda on milyon genç yaratamazsınız her yaştan' açıkça farklı, çoğul, çoğul olduğu kadar da güçlü ve dirençli bir insan/yurttaş topluluğu varsa elinizde... Türdeşlik projenizi baştan anlamsız ve hatta gülünç yapacak bir toplumsal/kültürel çoğulluğun üzerine oturuyorsanız tep tip eğitim, tek tip kıyafet dayatamazsınız.

Neden? Nüfusun tektipleştirilmesi, bölgeden, dünyadan soyutlanmış otoriter bir devlet yaratmanın şartıdır da ondan... Neden? Diğer ülkelerle çok yoğun ticari, sosyal, kültürel teması olan insanları memleketten kovmazsanız ülkeyi 'dışarıya kapatamazsınız' çünkü içerdekileri 'adam etmek' gerektiğinde... Bütün bunları yapamazsanız 'otoriter, ceberut' bir rejimin üzerine üç beş seçkinin iktidarını kuramazsınız. Memleketi 'gâvursuz' yapalım derken yarattığımız 'dev'i demokratik ve hukuka dayalı bir 'devlet'e dönüştüremiyoruz.


İhsan Dağı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder