19 Mart 2009 Perşembe

Amerikalılar da paralarını yurtdışına kaçırmış

Türk vatandaşlarının yurtdışındaki bankalarda 150 milyar dolarının bulunduğu tahmin ediliyor. Bu paranın yarısının yani 75 milyar dolarının, şirket patronlarının kendi şirketlerine yurtdışından açtıkları krediler olduğu düşünülüyor. Bu kredilere “back to back” kredi adı veriliyor.

Türk özel sektörünün dış borçlarıyla ilgili rakamları önce şöyle bir sıralayalım ve sonra bu borçların geri ödenmesinde tehlikeli bir durum olup olmadığına bakalım.

Türk şirketlerinin yurtdışından aldığı kredilerin toplamı 196 milyar dolar. Başta da altını çizdiğimiz gibi bu kredilerin 75 milyar dolarlık kısmı şirketlerin kendi patronları tarafından verilmiş olan dış borçlar. Ayrıca Türk şirketlerinin 196 milyar dolarlık toplam dış borçlarının sadece 45 milyar doları kısa vadeli borçlar.

Bu borç yapısı ortaya çıktığından beri Türkiye’nin dış borçlarıyla ilgili felaket senaryoları yazanların sesi de epey kısıldı zaten. Çünkü özel şirketlerin borç geri ödemelerinde bir sorun çıkmayacağı iyice anlaşıldı. Üstelik Türk şirketlerinin bankalarda 60 milyar dolar tutarında da döviz mevduat hesabı olduğu da düşünülürse, kısa vadede geri ödenecek 45 milyar dolarlık dış borcu karşılayacak olan para, bu şirketlerin patronlarında fazlasıyla var.

Türkiye’nin borç ödemesine ilişkin kuşkuları ortadan kaldıran yurtdışı hesap hareketlerine benzer bir gelişme son olarak ABD’de de ortaya çıkarıldı. Amerikan Hazinesi’nin tahminine göre, Amerikalıların kendi ülkeleri dışındaki bankalarda ve vergi cennetlerinde 11,5 trilyon doları var.

Neredeyse Amerikan ulusal gelirine yaklaşan bu yurtdışı tasarruflar, İsviçre, Andorra, Singapur, Lihtenştayn ve Hong Kong gibi ülkelerde gizli hesaplarda tutuluyor.

Bu hesaplar dikkate alındığında, ABD’nin dünya krizinde artan iç ve dış borçlarını bu paralarla finanse ettiğini söylemek herhalde yanlış olmaz. Çünkü, bütçe açığı sürekli yükselen ve tasarruf eğilimi düşük olan ABD’nin her ay 45-50 milyar dolar tutarında yabancı sermaye girişi sağlaması başka türlü açıklanamaz.

Amerikalıların ülkeleri dışında tuttukları paralar hesaba katıldığında, Türkiye gibi ABD’nin de yaşanan bu küresel krizi kolayca finans ederek atlatacağını düşünmek gerçekçi bir yaklaşım olabilir. İşte yeni ortaya çıkan bütün bu rakamlar sonucunda krizin öyle bazılarının beklediği gibi çok uzun sürmeyeceğini söyleyebiliriz. Kaldı ki dün açıklanan ABD konut verileri yeni konut yapımının beklenmedik bir biçimde arttığını da gösteriyor.

Konut sektöründeki bu olumlu gelişme ABD ekonomisinin iyiye gidişinde bir başlangıç olabilir. Dünya ekonomisinin dörtte birini oluşturan ABD ekonomisindeki olumlu gelişmeler küresel ekonomiyi de destekleyecektir. İşte bu nedenle Türkiye ekonomisi için de olumlu düşünmekte fayda var.

Süleyman Yaşar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder