En son, malum medya grubunun ana haberdeki gönüllü Ergenekon sözcüsü söyledi. ‘Gün gelir hesap döner, keser döner sap döner’ diyerek tehdit etti. İfade biçimi pek ustalıklı sayılmazdı; hatta kendisini fazlasıyla ele verir türdendi ama kendi lisanınca, yarın ilk fırsatta intikam alacaklarının mesajını verdi.
Biraz daha açalım... Malum şahıs gibi, malum medya grubunun malum yazar-çizeri, idarecisi, tetikçisi vs. Ergenekon soruşturması münasebetiyle arada bir o tehdidi savurmaktadırlar.
Demek istemektedirler ki, ‘Ergenekon’dan da, medyaya vergi cezası kesmekten de bir şey çıkmaz. Yakında işler de tersine döner, iktidar zayıflar biz de o zaman bugün bu işleri yapanlardan ve destekleyenlerden hesap sorarız.’
Benzer tavır, CHP lideri Baykal’da ve Ergenekon tutuklularında da görülüyor. Sesi gür ama gücü şüpheli bir ittifak... Baykal kürsüden, malum ittifak da gazete köşelerinden ısrarla aynı iki mesaja vurgu yapıyor:
1-) Ergenekon fasa-fisodur.
2-) Keser dönecek sap dönecek, hesap dönecektir.
Bu müthiş analizin temelinde, ‘AK Parti geçicidir. Tayyip Erdoğan’a ne oluyor da sistemin temel sorunlarına el atıyor. Gladyo’yu çözüyor, anayasayı değiştirmeye kalkıyor veya sistemin en güçlü unsuru olan malum medyayı karşısına almaya cesaret ediyor’ analizi yatmaktadır.
Daha açık ifadeyle ‘Biz ne iktidarlar gördük, senin de sonun yakındır’ diye düşünmektedirler.
Bu düşünceye o kadar güçlü bir imanla bağlandılar ki 22 Temmuz’dan CHP-MHP-DP koalisyonu çıkacağını zannettiler; olmadı AK Parti’nin kapatılıp, Erdoğan’ın yasaklanacağını böylelikle her şeyin düzeleceğini varsaydılar; o da olmadı hükümetin ekonomik kriz sayesinde çekip gideceğine yöneldiler. Malum grubun malum iki televizyon kanalının, ekonomik krizi anlatmak için her akşam bıkmadan usanmadan yayınladıkları ilkokul müsameresi düzeyindeki kurgu haberlerinin tek sebebi budur. Kriz çıksın, ülke batsın ve hükümet gitsin...
Bütün tahminleri karavanaya çıkan bir grubun hala ‘merkez medya’ olarak anılması bir başka garabettir. En az, 28 Şubat’ın bütün aktörleri tasfiye edilmişken, medyadaki işbirlikçilerin hala işbaşında olması kadar garabet...
Garabet bu kadar fazla olunca tehditleri de garip karşılamamak lazımdır. Keser döner sap döner de derler, ellerine fırsat geçince intikam alacaklarını söyleme cesareti de bulurlar.
Anlamadıkları şey; keserin, sapın ve hesabın zaten dönmüş olduğudur. Türkiye, her alanda muazzam, sarsıcı, geri dönüşsüz bir değişim yoluna girmiştir. İçeride ve dışarıda... Değişimin AK Parti’yle de doğrudan ilgisi yok üstelik; değişimin omurgasında toplumun kendisi var.
Bu ülke, darbe müteşebbislerinin, yandaşlarının, bu hevesle banka hortumlamayı, zenginleşmeyi alışkanlık haline getirenlerin, Ergenekon-Gladyo egemenliğinin, apoletli-apoletsiz dokunulmazlıkların Türkiye’si değil artık. Faili meçhullerin olağan görüldüğü, faili malumların küstahlıkla hüküm sürdüğü bir ülke de değil.
Toplumun karşı karşıya bulunduğu tercih budur. Susurlukların, Ergenekonların, medya terörünün hakim olduğu Türkiye ile Avrupa Birliği’ne doğru ilerleyen demokrat Türkiye...
İkisinden biri.
‘Keser dönsün de eski güzel günlere dönelim’ diye heves edenlerin canı sıkılacak ama bir daha da o Türkiye olmayacak. Çünkü, birçok kötü özelliğine rağmen, Türk toplumunun geriye dönmemek gibi gayet güzel bir huyu vardır.
Beklemek belki bazen bir yöntemdir ama umut varsa.
Dolayısıyla, hayat böyle geçmez... Bu günlerin geçeceği ve eskisi gibi her yerde kolaylıkla cirit atılacağını ummakla ömür bitmez.
Keseri sapı karıştıranların gerçekle yüzleşmelerinde acil fayda vardır.
Mustafa Karaalioğlu
3 Mart 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder