ABD'nin yeni Başkanı Barack Hüseyin Obama, sembollerle dolu bir törenle Beyaz Saray'a yerleşti. Özgürlük ve değişim sloganı ile, sekiz yıllık kaotik dönemin sonuna gelindiği izlenimi veren sözleri ile, bütün zıtlıkları barındıran kimliği ile, bu büyük sarsıntılar döneminde, Amerika hem de dünya için umut olarak öne çıkarıldı.
Zenciydi, beyazdı, melezdi, Hristiyandı, Müslümandı, Yahudiydi, mazlumdu, seçkindi, fakirdi, sermaye baronlarının adayıydı, Kenya'da çocuktu, Endonezya'da medrese talebesiydi, Amerika'da parlak bir avukattı…
Pakistan'ı füzelerle vuracak kadar şahin, Guantanamo gibi bir çirkinliğe son verecek kadar insancıl, “Kudüs ebedi başkentiniz” diyecek kadar İsrailci, “Müslümanlarla yeni bir başlangıç yapacağız” diyecek kadar sempatik..
Altmış yıl önce otobüslere binemeyenlerin, restoranlara giremeyenlerin, insan yerine konulmayanların temsilcisi. Altmış yıl sonra Amerikan gücünün, imajının, büyüsünün sembolü. O, hem Amerika hem de dünya için yeni lider profili.
Soğuk Savaşı'n bitişinden bu yana, entelijansiyası ile, akademisyenleri ile, siyasetçisi ile, medyası ile, ordusu ile, sermayesi ile İslam dünyasına karşı seferberlik başlatan, Haçlı Savaşları'ndan sonra, Osmanlı'nın tasfiyesinden bu yana ilk kez bir medeniyete, açıkça bir dine savaş açan ülkenin lideri.
Atlas Okyanusu'ndan Pasifik kıyılarına uzanan geniş İslam coğrafyasının her köşesinde askeri üsler kuran, bu kuşaktaki ülkeleri sürekli taciz eden, kaynaklarına el koyan, etnik çatışmaları tahrik eden, toplumları liflerine ayıracak şekilde bölen, akla hayale gelmeyecek senaryolar uygulayan, bu coğrafyada olağanüstü hal ilan edip on binlerce insanı sorgulayan bir gücün temsilcisi.
Ne yapacak? Neler yapabilecek? Nelere gücü yetecek?
“Müslüman dünyasına sesleniyorum. Yumruğunuzu açın. Ellerinizi sıkacağız” diyor. Bu yumruklar neden sıkıldı? Bu öfke neden kabardı? Dalga dalga büyüyen bu heyecan hangi acımasızlıklar, hangi aşağılanmalar, hangi acılar yüzünden ortaya çıktı?
Saldırganlığa son vermeden, talana son vermeden, müdahalelere son vermeden Müslüman dünya neden yumruklarını açsın! Sebepsiz yere iki ülke işgal edildi. Yüz binlerce insan öldü. Şehirlere harabeye döndü. Yüzlerce din adamı, bilim adamı öldürüldü. Daha dün Gazze diye bir şehir, Amerika'nın sığınak delici bombalarıyla harabeye çevrildi, küçücük çocuklar gözlerimizin önünde hayatlarını kaybetti, kaybediyor. Belki yarın bir başka ülkede daha zor görüntülere tahammül edeceğiz. Amerika bunları hissedebilir mi? Bu yumruklar neden sıkıldı? Yüzyıldır bu coğrafyada yapıp ettiklerinizin dökümü çıkarılabilir mi? İnsan hayallerini zorlayan yöntemler denendi. Yine denenecek, biliyoruz. Sen bunları önleyebilir misin!
Guantanamo kapanacakmış! Peki yeryüzünün kaç köşesinde Guantanamolar var, biliyor musun? Bir milyona yakın insan sorgulandı, binlerce insan kayıp, sayısız belirsiz gizli sorgu merkezleri hâlâ çalışıyor. Obama, sen bunları bilir misin! Hadi onları kurtaralım, hayalet gemileri bulalım, ABD donanmasının hangi gemisi cezaevi olmuş, adını verelim. Bunları durdurabilir misin!
Marmara Denizi'nde bile gemileri aramak isteyen, Karadeniz limanlarına sahip olmak isteyen, her ülkede evler basıp insan kaçıran Amerika'ya dur diyebilir misin?
Bu öfkeyi biz başlatmadık. Müslüman dünya başlatmadı. Sadece son elli yılda kaç ülkeye müdahale ettiniz, kaç hayat söndürdünüz, örtülü operasyonlarla kaç iç savaş çıkardınız, bir varil petrol için kaç ülkeyi yaktınız? Bunların hesabını çıkarabilir misin? Bu öfke kendiliğinden doğmadı. Yumruklar kendiliğinden sıkılmadı, anlayabilir misin?
Amerika'nın en büyük düşmanı kendisi. Amerika'nın en büyük sorunu kendisi. Amerika'yı çökerten kendisi. Amerika'ya duyulan nefretin kaynağı da kendisi. Tıpkı İsrail gibi. Siz, adaletsizlik üzerine bir imparatorluk kurmak istiyorsunuz. Siz adaleti terk ettikçe batıyorsunuz. Tarihe bakın, bu kadar günah biriktiren her zorba ülke yerle bir olmuştur. Siz de olacaksınız. Bunu önleyebilir misin!
Sadece sen “değişim” demiyorsun. Dünya değişimi yaşıyor! 21. yüzyılın dünyasında Amerika'dan korkanların sayısı hızla azalıyor, görüyor musun! Türkiye eski Türkiye değil. Ortadoğu, eski Ortadoğu değil. Asya, eski Üçüncü Dünya değil. Artık o sahte demokrasi paketleri, ılımlılık palavraları bu coğrafyada para etmiyor. İskenderiye sokakları, Şam sokakları, Türkiye'nin meydanları farklı bir siyasi dil kullanıyor, bu toplumlar hafızasını yeniliyor, fark ediyor musun!
Bu coğrafyada uyguladığınız her proje başarısız oldu, her değişim programı çöpe atıldı. İstediğiniz kadar yeni haritalar çizin, istediğiniz kadar yönetici kadrolar eğitin, istediğiniz kadar toplumsal dizayn çalışmaları yapın, bu bölge kendi elleriyle değişecek, kendi dinamikleriyle kendine gelecek… Sen bunları algılayabilir misin?
O derin “Amerikan aklı”na fazla güvenme. Güvenirsen, dünyayı batıran o “akıl” seni de batıracak. Boş ver dünyayı. Sen hiç değilse evin içine bak. Kriz içinde yuvarlanan insanlarının sorununu çöz. Ordularını geri çek, askeri üslerini kapat, topraklarımızdan çekil, sokaklarımıza yaklaşma. Bu şehirlerin tecrübesi senin devlet aklından yüz kat daha zengin.
Sen istemesen de, süper güç sorumluluğu ile evini unutup dünyayı düzeltmeye girişsen de, er ya da geç, bu topraklardan çekileceksin. Zorla da olsa gönderileceksin.
Önce sen Amerika'nın sıkılan yumruklarını çöz Obama! Çöz de görelim!
İbrahim Karagül
22 Ocak 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder