Saldırılarını başlattığı gün İsrail'i az-çok tanıyan, bilen birisi olarak İsrail'in Gazze'yi o kadar ağır ve şiddetli bombardımana tabi tutacağını, bunun sonucunda bölgenin adeta bir afet, bir deprem bölgesine dönüşeceğini tahmin ettim; hatta bunu defalarca televizyonlarda söyledim durdum, Gazze'nin bizim Yalova depremi sonrasına benzeyeceğine işaret ettim.
Ne yazık ki, öyle de oldu; İsrail bombalarıyla Gazze'yi adeta bir afet, bir deprem bölgesi haline getirdi. Nitekim, Gazze'ye sınırlı bir ziyarette bulunan BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon da gördüğü yıkımın bir afeti andırdığını söylüyor.
Diğer yandan, gerek BM ve gerekse de Filistinli uzmanların sahada yaptıkları incelemeler de bu 'insani afet'in boyutlarını hiç kimsenin tartışmayacağı şekil ve rakamlarla da ortaya koymuş bulunuyor.
Bu ön incelemelere göre, 4100 ev tamamen yıkılmış, 20 bin kadarı ise kısmen hasar görmüş durumda bugün. Bunlara ilaveten, 1500 fabrika ya da imalathane, 20 cami, 31 güvenlik tesisi, BM'ye ait 50 tesis, 21 sağlık tesisi ve 10 kadar su şebekesi şu veya bu şekilde harap olmuş bulunuyor (ki bugün en az 400 bin Gazzelinin hâlâ suyu yok). Ayrıca, bombardıman sonucu mahvolan zeytinlikler, sebze seraları, diğer tarım tesisleri, yollar, tarlalar da var. İncelemeler halen devam ettiği için hem bunların ve hem de yıkım ve hasarın boyutlarının daha da artacağı da tahmin edilebilir elbette.
Uzmanlar bu yıkım ve hasarın maliyetinin ise 2 milyar dolara yakın olduğuna şimdiden işaret ediyorlar. Muhtemelen bu rakam da hasarın boyutu gibi artacak.
Peki, bu yıkım, bu hasar nasıl giderilecek, Gazze yeniden nasıl inşa edilecek, bunun parasını kim verecek? Saldırı sonrası sorulan önemli sorular bunlar elbette.
Haberlere göre, Avrupa Birliği ülkeleri, Amerika ve Suudi Arabistan başta olmak üzere bazı ülkeler bu konuda kendilerine düşeni yapacaklarını, Gazze'nin yeniden inşası için para vermeye hazır olduklarını açıklamış bulunuyorlar. Bunlardan Suudi Arabistan 1 milyar dolar yardım telaffuz ediyor, diğerlerininki ise henüz tam netleşmiş değil; ancak verilen sözler tutulduğu takdirde her halükarda sözü edilen 2 milyar doların kolaylıkla bulunacağı söylenebilir. Zaten 2 milyar dolar nedir ki? Ancak bu para kime verilecek, yeniden inşayı kim üstlenecek? Hamas mı, Filistin Yönetimi denen El Fetih mi? Amerika, Avrupa Birliği ve bazı Arap ülkelerinin Hamas'ı tanımadıkları, Hamas ile ilişki istemedikleri için bu parayı Hamas'ın kullanımına vermeyecekleri şimdiden tahmin edilebilir. O zaman ne olacak? Para El Fetih'e verilse bile bu yönetim Gazze'de Hamas'a rağmen ne yapabilir?
Diğer yandan, bu para bulunsa ve harcanmaya hazır hale getirilebilse bile, Hamas kontrolü elinde bulundurduğu müddetçe bu paralarla temin edilecek inşaat ve diğer malzemelerin Gazze'ye girişi de bugünden büyük bir problem olarak ortada duruyor. İsrail'in bu malzemelerin girişine kendi şartları kabul edilene kadar izin vermeyeceği de az-çok belli. Nitekim, haberlerden Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin bu konuda Gazze'de iki yıldır Hamas'ın elinde esir tutulan İsrailli Onbaşı Gilat Şalit'in serbest bırakılması şartını öne sürmüş olduğu bildiriliyor. Ayrıca, İsrail'in bu konuda yeniden inşanın muhakkak El Fetih tarafından üstlenmesini isteyeceği gibi bazı genel şartlar öne süreceği bugünden belli sayılır. Bunlara muhtemelen roket ateşinin tamamen durması, tünellerin kontrolü gibileri de eklenecektir zaman içinde.
İsrail 22 günde Gazze'yi afet bölgesi haline getirdi; böyle yapacağı da baştan belliydi. Şimdi bu afet bölgesinin yeniden inşası gerekiyor. Bunu kim, nasıl ve ne zaman yapacak? Bugünün sorusu işte bu. Cevabı olan var mı? Boş lafları bırakalım da, bu soruya cevap arayalım...
Fikret Ertan
22 Ocak 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder