İnsanın verdiği hükümlerde tutarlı ve inandırıcı olabilmesi için, öncelikle bunları kendi şahsında test etmesi lazım. Ben bu prensibe azami dikkat etmeye çalışırım. Masum sivillerin katledilmesi suçtur, bu suçu hangi din, ırk veya mensubiyete sahip insanların işlemiş olması önemli değildir; sivil katliama maruz kalanların da dinleri, ırkları ve mensubiyetlerinin önemli olmadığı gibi...
Hamdolsun bunu kendi şahsımda test etmişim. Ermeni-Azeri savaşının en kızgın olduğu bir zamanda Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan'a gitme fırsatını buldum. Bakü'den Tiflis'e geçmiştik, Şevardnadze bizi kabul eder umuduyla uzun saatler Tiflis garında beklemeye koyulduk. O sırada dramatik sahnelere tanık olduk. Tiflis'ten Müslümanlar toplanıp Abhazya'ya, Abhazya'daki Hıristiyanlar da Gürcistan'a gönderiliyordu. Tam bir etnik/dini arındırma yaşanıyordu. O sırada, uzun saatler yanı başımızda öylece oturan yaşlı bir kadını fark ettik. Zannedersem, çok açtı ve bizden bir parça çörek istedi. Tabii ki hemen verdik, sonra onunla konuştuk: Abhazya'dan trene bindirilip Tiflis'e postalanmıştı. Abhazların, çocuklarını ve torunlarını öldürdüklerini söylüyordu. Ne kadar doğru söylediğini bilmiyordum, ama çaresiz olduğu besbelliydi. Durmadan ağlıyordu. O anda, sivilleri öldüren, çocukları dahi katleden Abhazların Müslüman olsa dahi, yaptıklarının büyük bir suç olduğunu hissettim ve büyük bir öfke duydum. "Müslüman kardeşlerimdir" diye ruhumda korumadım.
İslamiyet, adil olmamızı emreder, en yakınlarımız suç işleseler dahi onları koruyamayız. Suç ve cürümün bizatihi münkerdir. Eğer Filistinliler, İsrail'in Gazze halkına reva gördüğü zulümleri Yahudilere karşı işleyecek olsalardı, aynı şiddette onlara da karşı çıkardık. Çünkü kim olursa olsun, Allah zulüm işleyenleri sevmez. Bugüne kadar, her ne yapmış olurlarsa olsunlar, Nazilerin masum Yahudilere karşı işlediği büyük suçu zerre miktar tolere etmiş değiliz.
Dinimizde anti semitizm haramdır. Dininden/ırkından dolayı Yahudi'ye husumet beslenemez. Kur'an-ı Kerim, açık bir dille, Yahudi ve Hıristiyanların "hepsinin bir olmadığını" (3/Al-i İmran, 113-115) belirtir ve onların iyi olanlarını över. Nitekim başta İsrail olmak üzere dünyanın her yerinde İsrail'in cinayetlerine tepki veren "iyi Yahudiler"e tanık olduk, demek ki Kur'an doğruyu söylüyor (Sadakallahu'l-azim). Anti semitizm, Yahudi'yi Yahudi olması hasebiyle hasım ilan etmektir. Ne dinimizde, ne tarihimizde, ne gündelik algımızda biz Müslümanlarda -Türk, Kürt, Fars, Çerkez, Arap, Malay fark etmez- anti semitizme rastlanamaz. Bu yüz kızartıcı suç, tamamen Batı Hıristiyanlığı ve Batı ırkçılığına aittir.
Dolayısıyla biz, Gazze'deki masum insanlar resmen bir kan banyosunda boğulurken, Yahudilerin tümüne veya Yahudiliğe karşı değil, bir devlet olarak İsrail'in Siyonist ideolojisine ve hukuk ihlallerine karşı çıkıyoruz. Eğer İsrail, soykırıma varan katliamlarına karşı çıkmayı "anti semitizm veya teröre destek" şeklinde takdim ediyorsa, bilmeli ki, bu çok bayatlamış bir söylemdir, artık kimseye inandırıcı gelmiyor.
İsrail 22 gün boyunca masum halkı katletti. Camileri, hastaneleri, okulları yerle bir etti. Ambulansları, beyaz bayrak sallayan çaresiz kadınları vurdu. İsrail, "Bana füze atılan her yeri vururum." diyor. BM yetkilileri çocukları topladıkları okulların koordinatlarını veriyor, İsrail aldığı koordinatlara göre tam hedef okulu havaya uçuruyor. BM de mi yalan söylüyor?
Türkiye'de yaşayan Musevilerin tedirgin oldukları anlaşılıyor. Başbakan'ımız Erdoğan'ın dediği gibi rahat olsunlar. Kim onların kıllarına dokunacak olursa, önce bizi karşısında bulur, bunu geçmişte yaptık, bugün de yapmaktan çekinmeyiz. Ben Müslüman haksızlık yapsa ona karşı çıkarım, kişisel olarak aynı tutumu Musevi vatandaşımızdan da beklerim. O kendi dindaşının haksızlıklarına ses çıkarmıyorsa, bu onun bileceği iştir. "Buraya Yahudiler ve Ermeniler giremez, köpekler girer" afişi asanlarla dinini bilen ve dinini ciddiye alan hiçbir Müslüman arasında herhangi bir ilişki olamaz.
Ali Bulaç
19 Ocak 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder