11 Mayıs 2009 Pazartesi

"Bildiri"ydi, "Sanal"dı, "Çalakalem"di...

Eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral Yaşar Büyükanıt, 32. Gün programında 27 Nisan sanal bildirisini üstlenirken, açıklamanın "Cumhurbaşkanlığı seçimiyle uzaktan yakından ilgisi olmadığını" öne sürüyordu.

Büyükanıt Paşa'nın bu iddiası ne kadar doğruysa…

Bildiriyi kendisinin yazdığı yolundaki beyanı da o denli geçerlidir!

*

Abdullah Gül'ün Çankaya adaylığının açıklandığı tarih 2007'nin 24 Nisan'ı…

Erkan Mumcu'ya Anavatan Partisi'nin MKYK toplantısı esnasında "apoletli markaj" telefonlarının geldiği tarih de 25 Nisan…

Ne tesadüf…

Aynı gün YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'e "karikatür bir saldırı" kurgulanmıştı…

27 Nisan günü, Çankaya seçiminin ilk tur oylamasına Anavatan ve DYP'nin katılmaması da tesadüften ibaretti!

Hemen ardından -o gece yarısı- meşhur "sanal muhtıra" internette arzı endam edivermişti:

Kısacası, bildirinin Cumhurbaşkanlığı seçimiyle uzaktan yakından alakası yoktu!

*

İki yıl önce, bir "oldu bitti" neticesinde yayınlanan 27 Nisan e-bildirisini şöyle bir okuduğunuzda…

"Sanal Muhtıra"nın Çankaya seçim sürecini etkilemek üzere "çaresizlik" içinde "çalakalem" yazıldığını ve dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt'ın önceki konuşmalarına pek benzemediğini fark etmemeniz imkansızdı…

Bildiri ve bir gün sonrasında AK Parti hükümetinin yaptığı "karşı açıklama" 22 Temmuz seçimlerinin sonucunu önemli ölçüde etkilemişti.

Büyükanıt, 32. Gün'de "27 Nisan bildirisi AKP'ye oy kazandırdı, şeklinde bir izlenim oldu. Bildiriyi yayınladığınız için pişman oldunuz mu?" sorusuna şu cevabı verdi:

"Hayır. Bir kere Anayasa Mahkemesi kararı bizi haklı çıkardı. Ne kadar isabetli bir şey yaptığımızı düşündük…

Ayrıca, oyları 27 Nisan bildirisinden önce yüzde 45'ti. Tesir etmiştir, etmemiştir onu ben bilemem."

Büyükanıt Paşa'nın nasıl "53 yıldır görmedim" dediği "derin devlet"e "rastlamamış olması" mümkün değilse; 27 Nisan'ın AKP oylarında patlamaya neden olduğunu görmemesi de imkansızdı.

"Sanal Muhtıra"nın AK Parti'ye -mesela- yüzde 10 civarında bir oy kazandırdığını Org. Büyükanıt da öngörmüş olabilir gibi geliyor, bana…

27 Nisan öncesinde Erdoğan'a sunulan anketlerde bile yüzde 40'ı bulmuyordu, AKP'nin oy yüzdesi…

O yüzden, Büyükanıt'ın "27 Nisan öncesinde oyları zaten yüzde 45'ti" cümlesi gerçeği yansıtmıyor.

*

Ezcümle…

27 Nisan bildirisinin AKP'nin oylarını iyice artıracağı Genelkurmay karargahında -hem de kısa süre zarfında- fark edilmiştir, diye düşünüyorum.

Her ne kadar "Pişman değilim" dese de, Büyükanıt'ın bu sözlerini inandırıcı bulmuyorum.

*

Tüm bunlardan sonra, ister istemez Newsweek'te Zeyno Baran imzasıyla yayınlanan "Darbe-Toto"yu hatırlıyorum.

Baran, 2006 Aralık ayının başında yayınlanan o çok tartışılan yazıda "2007'de Türkiye'de darbe olma ihtimali yüzde 50'dir" gibi bir kehanette bulunmuştu.

Zeyno Baran, bu öngörüsünü ismini vermediği bir "üst düzey komutan"a dayandırıyordu.

Tesadüf bu ya…

Baran, Newsweek'te "darbe-toto" oynamadan kısa süre önce Hudson Enstitüsü'nde dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı'nı ağırlamıştı!

*

O yazının üzerinden beş ay geçtikten sonra…

27 Nisan'da Genelkurmay'ın internet sitesinde "emir komuta zincirinin dışında" bir "sanal bildiri" yayınlanmış; bu sözde "muhtıra"nın ardından bir askeri müdahalenin/ darbenin geleceği beklentisine kapılan kesimler ise büyük bir hayal kırıklığına uğramışlardı!
Tamer Korkmaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder