13 Mayıs 2009 Çarşamba

Krizin bitmesini istemeyenler var

Geçen hafta cuma günü mart ayı sanayi üretim endeksi açıklandı. Endekse göre, bu yıl mart ayında sanayi üretimi, geçen yılın mart ayına göre yüzde 20,9 azaldı. Ancak bu yılın şubat ayına göre sanayi üretimi yüzde 13,4 oranında arttı.

Sanayi üretim endeksinde yaşanan bu aylık olumlu gelişmenin ardından dün de imalat sanayii kapasite kullanım oranları açıklandı. İmalat sanayii kapasite kullanım oranları da sanayi üretimi rakamlarındaki seyri izledi. 2009 Mart ayı kapasite kullanımı geçen yılın martına göre yüzde 14,9 oranında azalırken, 2009 Şubatı’na göre yüzde 2,1 arttı.

Sanayide geçtiğimiz mart ayında hem kapasite kullanımı hem de üretim miktarı bir önceki aya göre yükseldi. İşyerlerinde üretim, nisan ayında da mart ayına göre yüzde 8,5 oranında arttı. Üretimdeki bu artışa ilave olarak nisanda satış miktarları da bir önceki aya göre yüzde 10,9 oranında tırmanışa geçti.

İmalat sanayii üretim miktarlarının ve kapasite kullanım oranlarının, bir önceki yılın aynı aylarına göre düşerken, bu yılın bir ayına göre artmış olması, geçtiğimiz nisan ayı ile birlikte siparişlerin yükselmesine bağlanabilir. Siparişlerdeki bu canlanmayla birlikte yaşanan sanayi üretimindeki ve satışındaki artışlar, dünya ekonomik krizinin sürdüğü bu sıkışık ortamda Türkiye ekonomisi için olumlu bir gelişme. Bu gelişmelere bakarak, krizin Türkiye ekonomisi üzerindeki etkisinin azalmaya başladığını ileri sürebiliriz.

İmalat sanayiinde aylık olarak bu olumlu gelişmeler yaşanırken, ne yazık ki sanayideki bu iyi havayı kamuoyuna yansıtmak istemeyen bazı sanayiciler var. Bunu nasıl mı yapıyorlar? Açıklayalım...

Türkiye imalat sanayii katma değerini yaratan firmaların yüzde 40’ı İstanbul Sanayi Odası’na üye. Bunlar, İSO bünyesinde 56 farklı meslek komitesinde temsil ediliyorlar. Bu meslek komitelerinin çeşitli görevlerinin yanında bir önemli görevi de üyelerin üretim ve satış rakamlarını tespit edip, veri üreten merkezlere bildirmek ve kamuya duyurmak.

Meslek komitelerine genellikle beş firma temsilcisi seçiliyor ve en büyük firmaların temsilcileri komiteye başkanlık yapıyor. Üyelerin üretim, satış ve kapasite kullanım oranları sanayi komitelerine gelip nihai değerlendirme yapılırken, meslek komitesinin en büyük firma temsilcisi sonuçlar iyi olduğu halde, diğer temsilcilere dönerek, ‘Raporumuza, işler, bu ay da kötü gitti diye yazalım da, ülkeye kriz bitti havası yayılmasın’ diyor ve tutanağı olumsuz yönde düzenliyor.

Gerçek ise tamamen farklı. İmalat sanayiinde, pek çok sektörde belirtilenden çok daha büyük bir canlanma yaşanıyor. Türkiye ekonomisindeki bu canlanmayı IMF de doğruluyor.

IMF, yayınladığı Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri raporunda, krizden en az bu bölgenin etkilendiğini belirtiyor. Bölge ekonomilerinin 2009’da reel olarak yüzde 2,6 oranında büyüyeceğine dikkat çekiyor. Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri, Türkiye’nin ihraç pazarları olduğundan, bu bölgelerdeki olumlu ekonomik gelişmeler Türkiye ekonomisini de dolaylı olarak olumlu etkiliyor.

Ne var ki kriz lobisi pes etmiyor. Her yerde faaliyetini sürdürüyor. Onların amacı, Türkiye ekonomisini krizle ilgili olarak uyarmak değil. Türkiye’nin düzelmesini ve krizi en hafif şekilde geçirmesini sağlamak hiç değil. Onların amacı, ekonomiyi sürekli kötü gösterip hükümeti ekonomiden sıkıştırmak ve siyasi olarak itibar kaybetmesini sağlamak.

Geçmişte Türkiye’de hükümetler ekonomiden sıkıştılar ve gittiler. Ama AK Parti hükümeti geçmişte kolayca devirdikleri hükümetlere benzemiyor. Ekonomide aldığı tedbirlere bakıldığında, bu lobiye teslim olacak gibi gözükmüyor.
Süleyman Yaşar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder