Her darbeden sonra oluşturulan ara rejim hükümetlerinin üçte ikisi Masonlardan oluşurdu.. Şöyle genel bir kanı vardır: Masonlara dokunulamaz diye..
Bana sorarsanız Darbeci bir çete görünümü/Terör örgütü görünümündeki ETÖ’nün çatısında da aynı şekilde masonlar vardır/olmalıdır.. İtalya’daki P2 olayı da bunu gösteriyor.. Masonlar olmadan olmaz! Ve bir gün bu kirli ilişki ortaya çıkacaktır.. Şimdi Masonlar, yeni “Mabedler” inşa etmeye, yeni, daha genç Mason adayları toplamaya çalışıyor.. Özellikle en son kendi içlerindeki çatışmadan sonra mevcud kadrolar bile dağılmaya başladı.. AB sürecinde Türkiye’nin siyaseten yeniden inşası sürecinde Masonlar bu sürece dahil olmak istiyorlar..
Masonik örgütler, göreceksiniz, hem kendileri yeniden yapılanacaklar, hem iktidar, hem muhalefet ve hem de iktidara karşı darbe gayreti içindeki çevrelerin içinde etkin olmaya çalışacaklar.. “Müslüman Masonlar” için de kapı açık.. Nasıl derin devlet de yeniden yapılandırıldığında, Kemalist, sağ-sol, asker kökenliler, Alevi kesimden boşalacakların yerine bizim sakallılardan da birilerini alacaklar ise, Masonlar da öyle yapacak! Yeni Mabedlerin bu konsepte göre dizayn edilmesi gerek.. Ceviz gibi, yeşil kabukların içeri girmelerini engelleyen sert bir kabuk lazım..
Belki, bizimkilerin çocuklarına el atacaklar. Yurtdışında eğitim alıp, özel eğitime alınan “abi”lerin, hacı-hocaların çocukları.. Uluslararası forumlarda ön eğitimden geçmiş “kardeşler”.. Kimi iş, kimi siyaset, kimi tarikat, kimi STK, Media çevresinden.. Genç MÜSİAD’lılar, aman dikkat! Hızlı araba kullanma sevdalısı Sazanlara dikkat! Hani, Masonlar Motor klüplerine de el attılar da.. 5 duyu vakıflarında, Eğitim vakıflarında da varlar.. “Birader”lerin beklemeye tahammülleri kalmadı, Leo, Lions, Rotary diye bekleyecek vakitleri yok, “uzaktan eğitim”, “dışarıdan bitirme”yle işi halledecekler..
Eee.. haram yiyenlerin çocuklarının başka yere gitmesini bekleyemezdiniz zaten.. Babalar ve Oğullar! Dil bilen, yurtdışında yüksek tahsil gören yakışıklı gençler için “yeni bir gelecek” sözkonusu.. Birileri kendi yerlerini sakallı, eşi başörtülü Mason biraderlerine (!) devretmeyi içine sindiremese de durum bu.. Başörtüsü ile yakında sadece kışlalara değil, Locaların düzenlediği toplantılara da davet edilirseniz, Cumhuriyet Balolarında da size yer açılırsa şaşmayın.. Ah, ah! Dışı onları yakar, içi beni bu işlerin.. Bu “çözümlemenin sonunda” açık yeşile de izin veren yeni bir Ergenekona çıkar kapı!
Bizimkilerin zaafları Masonları umutlandırıyor.. Sizin camiye sokamadığınız çocuklarınızı birileri kendi “Mabed”lerine sokmaya çalışacaklar.. Kendi tapınaklarına! Arzuları sizi kendi tapınaklarına şövalye yapmak olacaktır! Çocuklarınızın arkadaşlarına dikkat edin.. Alkol, uyuşturucu kullanıyor olabilirler.. “Kız arkadaşları”na da dikkat.. Bunlar olmadan da, bir başka şekilde, para ilişkileri ile kıskaca alabilirler.. Kimini mistik, hermetik bir yolla kendilerine bağlayabilirler.. Meditasyon filan diye ipnotik etki altına alabilirler.. Modern Tarikatlar, Çakra, NLP türü sağlıklı yaşam reçetelerine de dikkat!
Hani memlekette “Darbe” diyince hemen akla DP gelir ya! DP diyince de, Demirkırat’ın süvarisi “İslâmköylü Morisson Süleyman” ya da namı diğer “Çoban Sülo” gelir.. Kendileri “yeğen Yahya”nın amcası olur!
Darbeye karşı olanların estirdikleri rüzgarlara karşı dalgakıranlık yapmak için yeniden piyasaya çıktı.. Yanında emanetçisi, Cindoruk.. Plan, sağı yeniden toparlayıp, AK Parti’yi iktidardan indirmek.. “İyi çocuklar” bu işi yapamadı, madem bu iş askerle olmuyor, bacadan inerek sorunu çözmek gerek..
Soylu ile DP en azından ANAP’ın önüne geçti.. Cindoruk, DP ile ANAP’ı birleştirip, AK Parti, CHP ve MHP’den transferlerle Meclis’te bir grub kurabilir mi? Madem bugünki Meclis’te 100’e yakın, kimi ile yakın ve sıcak işbirliği yapılan, kimi tehdit ve şantajla etki altına alınan Ergenekonun ilişki kurduğu adam var.. O zaman DP’nin Meclis’te grub kurmasının önünde bir engel olmasa gerek.
“Evdeki hesab” doğru.. Ama çarşıya uymuyor.. Siyaset dört işlemle çözülecek bir matematik olayı değil.. Öyle anlaşılıyor ki, Demirel artık yedekleri de çağırıp son bir hamle ile bu işi bitirmek istiyor.. Bu Ergenekonun Demokratik, kansız çözümü. Solcu kanat, zaten açık açık darbe çağrısı yapıyor. Kimi PKK’yı, Korucuları, özel kuvvetleri sokağa döküp iç savaş çıkarma planları yapıyor..
Zaten Büyükanıt da “siyasiler sorunu çözemezse, asker silahını ele alır” demedi mi. Sanki bütün bir röportajın üzerine kurulduğu cümle bu gibi.. Yani birileri diyor ki, “bu sorunu nasıl çözerseniz çözün, ama siz çözemiyorsanız, benim yapabileceğim tek şey var, ben de o zaman o çözüme yönelirim.”
Aslında yok böyle bir şey. Bu çözümün çözüm olduğuna kanaat getirselerdi, şimdiye çoktan yaparlardı, kimsenin gözünün yaşına bakmazlardı.. Yani ETÖ cephesinin çaresizliği/çözümsüzlüğü devam ediyor. Ama büyük bir bekleyiş içindeki on binlerce insana bir şey demek gerekiyor. Çünkü onlar da sabırlarının sonuna geldiler.. Kimi silahlarını toprağa gömüyor, kimi denize atıyor, kimi ihbar mektupları gönderiyor sağa-sola, kendisinin de karıştığı eylemlerle ilgili, suçu eski silah arkadaşlarının üstüne yıkmanın hazırlığını yapıyor..
Bu kadar silahlı adam, bu kadar cinayet ne olacak?! Bunların bir kısmı uyuşturucu kullanıyor.. Kimi psikolojik terapiye muhtaç.. Cindoruk’un emanetçiliğinde servise sokulmaya çalışılan Demirel Partisi’ne umud bağlayanların sayısı az değil.. Aslında bu yeni hamle, Ergenekonu kurtarma ve AK Parti’yi tasfiye etmeyi amaçlayan bir hareket.. Onun için Cindoruk’a verilen oy, Ergenekona gider deniliyor.. Çiller, söz dinlemeyen, aileden biri olarak Refahyol’daki birlikteliğinden dolayı Ergenekoncular tarafından “kazığa oturtulmaktan çekindiği için” (Çevik Bir’in M.Akşener’e tehdidine gönderme) şiddetle bu senaryoya karşı çıkıyor. Yoksa bu konuda garanti verirlerse neden olmasın.. Hasan Celal, Menderes de bu plana karşı. Ama planı Koç, Aydın Doğan, Mesut Yılmaz, Hikmet Çetin, Celal Doğan, Hüsamettin Özkan, Mustafa Sarıgül, İlhan Kesici, Taylan Bilgen, Turgay Ciner, Abdullatif Şener, Mehmet Ağar da destekliyormuş.. Hatta Haydar Baş’ın da bu projeye dahil edilmesini planlamışlar.. Kendi başına siyasi bir varlık gösteremediğine göre, bari bu çorbana tuz olsun, bu kadar bekledik, yatırım yaptık diye düşünmüş olsalar gerek..
ifat Hisarcıklıoğlu, neden birilerinin kendi üzerinde hesap yapmasına fırsat veren bir noktada duruyor, onu anlayamadım.. Çok kaypak bir zeminde yukarıya doğru yürümeye çalışıyor.. TOBB da başka bazı isimlerin durduğu yer de aynı.. Oysa bugünki çizgileri sonucu, kimseye yaranamayacaklar, onlar birine tutunduklarında ya da kendileri birilerinin yanına gittiklerinde hep en kenardaki gevşek halka olarak ilk feda edilecek kum torbaları gibi bir yerde tutulacaklardır..
Bana göre Hüsamettin Cindoruk senaryosu tutmaz.. Aksine Demirel ve Cindoruk adı bir araya gelince, hemen Banker BAKO olayı akla gelir. Hani şu hazine bonosu hikayesi.. Bu tartışma başka yerlere gider.. Cindoruk-Çölaşan aile ilişkisinin izini sürerseniz Ergenekona çıkar..
Demirel memleketi kurtarmak yerine bana kalırsa kendini kurtarmaya çalışıyor. Çünki yeni bir dalga Demirel’i başka vadilere sürükleyebilir.. Demirel ve Cindoruk ikilisinin öne çıkması aslında malum çevrelerinin çaresizliklerini göstermek açısından büyük bir önem taşıyor..
Kılavuzları Demirel olanların yollarının nereye çıkacağını hep birlikte göreceğiz.. DP bu yeni kimliği ile Demokrasiyi savunanların değil, “Demirel muhibleri”nin partisi olur o kadar! Gördüğünüz gibi bu yapıda sağ, sol, Masonik çevreler, herkes var.. Alevi-Sünni.. Çatlı’nın Susurluk’ta kaza yapan otomobili gibi.. Şeyhe de yer var bu çatıda fahişeye de... Ergenekonvari bütün örgütlerde bu yapı böyle çatılır.. İddiaya göre, Demirel’in suflörlüğünde, Cindoruk’un örgütleyeceği parti, sağda birlikteliği gerçekleştirdikten sonra ilk kongrede genç bir liderle ve yeni katılımlarla yoluna devam edecekmiş..
Haberiniz olsun istedim.. Selâm ve dua ile.
Abdurrahman DİLİPAK
12 Mayıs 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder