16 Mayıs 2009 Cumartesi

Hüsamettin Cindoruk

Ayvalık-Cunda adasında "dayalı döşeli evi" var.
İstanbul-Nişantaşı'nda da "gül gibi evi" var.
Öyleyse bunca yıldan sonra:
Cindoruk'un, Ankara'da "girişin bir kat altındaki kooperatif evinde" ne işi var?

***

"Hırs" desek o da değil.
Kongreden 3 hafta öncesine kadar "beni unutun... DYP'nin başına ya Prof. Süheyl Batum geçsin ya da Mehmet Ali Bayar" diye konuşan kişi Hüsamettin Bey'den başkası değil.

***

"Koltuk sevdası" da diyemiyoruz. Koltuğu çok sevseydi, TBMM Başkanlığı gibi bir makamı "görev süresinin bitimine 6 ay kala" bırakır mıydı?
"Onu eşi itekliyor... Lider karısı olmaya çok hevesli" demek de imkânsız.
* Dilek Hanım'ın siyasette hiç gözü olmadı.
* Evi barkı, tası tarağı toplayıp, Ayvalık'a gitmişti bile.
* Kongre işi çıkınca istemeye istemeye döndü... Anneler Günü'nde.
* Kızlarına gelince... 2'si evli, 1'i bekâr... Onlar da siyasete dürbünün tersiyle bakarlar... Politikanın uzağındalar.
***

Yeterince uzattık, kısa keselim...
1. Cindoruk'u "iteklediler."
2. Cindoruk'u siyasette bağlasanız da "uzun süre" oturmaz... Yerini bir "gence" bırakır gider.
Nereye mi?
Nişantaşı'na... Ayvalık'a-Cunda'ya... Balıkçı Nihat'a.

Yavuz Donat

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder