14 Mayıs 2009 Perşembe

Evet Avrupa'dan iyi haberler geliyor ama...

Dünyadaki ekonomiler birkaç kategoriye ayrılıyor.
Birincisi ABD, İngiltere veya İspanya gibi bol ithalat yapıp, bol de tüketen, tasarruf etmeyen ülkeler. Bu ülkelerde kriz ortamında tüketici fren çekti ve bu nedenle toparlanma maliye politikasında dev açık vermek, para politikasında şakır şakır para basmak ve bol kepçe işsizlik ve iflas sonrası acılı gerçekleşecek.
IMF, ABD'nin 2009 yılında eksi 2.8 , 2010 yılında ise 0.0 büyüme yaşayacağını söylüyor.
ABD 2009 ilk çeyreğinde yüzde 6.1 daralırken, tüketim reel yüzde 2.2 arttı. Sanayi üretimi ve sanayi malları için yeni siparişler de arttı. Robert J.Gordon adlı NBER uzmanı ise mayıs son haftaları ile haziran ayının ilk haftaları arasında ABD'nin dibi görüp yukarıya doğru hareketleneceğini söylüyor. Bu tahmin işsizlik sigortası müracaatlerindeki dört haftalık azalmaya dayalı bir tahmin. Ama yukarıya dönmek büyümedeki eksiliğin azalması demek! Biz ABD konusunda iyimseriz, IMF de iyimser, ama aşağıda anlatacağımız gibi OECD daha kötümser!
İngiltere ise ayni tarihlerde eksi 4.1, ve eksi 0.4 değerlerinde daralacak.
İkincisi, diğer tarafta Almanya, Japonya ve Çin gibi hem çok ihraç eden hem de yüksek tasarrufu olan ülkeler var. Bu ülkeler ülkenin üretimine dış talep azaldığından teklemekteler. Bu nedenle Almanya IMF tahminlerinde yüzde 2008 yılında yüzde 5.6 daralacak ve 2010 yılında ise yüzde 1 daralma ile devam edecekti. (Dün aktardık, aslında Almanya'da ihracat geçen ay uzun zamandır ilk defa yüzde 0.7 arttı, kıpırdanma var). Japonya ise eksi yüzde 6.2 gerileyecek, sonraki yıl ise yüzde 0.5 pozitif büyüyecek. Çin ise IMF tahminlerinde 2009 yılında yüzde 6.5 pozitif büyümeye inecek, 2010 yılında da yüzde 7.5 büyümeye yükselecek diye düşünülen bir ülke idi.
Tabii bir de kimseye benzemeyen Türkiye var. Çok ihraç et ama ihraç ettiğinden daha fazla tüket ülkesi! Türkiye ayrı kategoride ve ayrı değerlendirilmek zorunda.
Bu haftaya kadar yapılan tahminler yukarıdaki gibi idi. Ancak dün AB Merkez Bankası Başkanı Trichet, OECD tarafından geliştirilen en son tahminleri gündeme getirdi. Tahminler salı günkü Financial Times gazetesinde manşetten yayınlandı. OECD'ye göre birleşik (çok sayıda değişkenin ağırlıklı ortalaması demek) öncü göstergelerin uzun dönem değeri 100 olarak alınırsa, Çin, 93 değerinde duruyordu ve son mart ayında 0.9 pozitiflik eklemişti. Fransa 97.9 değerinde idi ve mart ayında 1.2 puan pozitiflik eklemişti. İngiltere ise 89.9 değerinde idi ve 0.3 puan artış yapmıştı. Yani OECD tahminlerine göre Fransa, İngiltere, Çin ve hatta 'sürünen' İtalya düşüşü tersine çevirmeyi başarmış dibi görmüşlerdi.
OECD tahminlerinde ise ABD 89.9 değerinde duruyordu ve mart ayında 0.6 puan daha aşağıya inmişti. Yani ABD, OECD'ye göre ve ABD içinde tahmin yapan analistlerin görüşlerinin tersine, henüz dibi görmeye yakın değildi.
Tabii burada vurguladığımız esas konu ülkemizin tüm dünyadan oldukça farklı bir konjonktürde olduğu.
Biliniyor; biz önce ABD toplanır, sonra Avrupa toplanır, sonra da Türkiye toparlanır diyoruz. Ama bu kısa vade toparlanması. Türkiye IMF anlaşmasını imzaladıktan ve 'üç vadede' yeniden büyümeye başladıktan sonra bir kere daha cari denge ve finansman sorunları yaşayacağız.
Bu nedenle ülkemize yeni bir orta ve uzun vade ekonomi vizyonu gerekiyor. İleride şimdi toparlanma için gerekli bütçe açıklarının, sonra yeniden daraltılması da planlanmak zorunda. Bu nedenle ön şart olan IMF anlaşmasını yapıp, sonra da yeni ekonomi yaklaşımı ilkeleri geliştirmemiz gerekiyor. Hem de acilen, çünkü dünya toparlanmaya ve petrol fiyatları yeniden yükselmeye başladı, dün 60 dolar varil başına fiyatına gelindi!

Deniz Gökçe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder