Askerî vesâyet yoktur; temizlikçi kadınlar vardır
Parti grubumuzun değerli mensupları; biliyorsunuz, bir süre önce uykuluyken kalleşçe bir geceyarısı oyununa getirilmiş ve hükümetin bir teklifini desteklemiştik. Aradan tam 40 saat geçtikten sonra mandepsiye bastırıldığımızı anlamış ve Anayasa Mahkemesi'ne gitme konusunu gündeme getirmiştik.
Bunun üzerine üzerimize yönelik dehşetli bir kampanya başlatıldı ama biz bu oyuna gelecek miyiz arkadaşlar? (Hâşâ ve kellâ sesleri!) Pek çok yazar, düşünür, demokrat, aydın, "Amanın Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyin" diyor. Bunun altında ne yatıyor? Onlar da biliyorlar ki mahkemede Anayasa'ya aykırılığı ortaya çıkacak. Bir demokrat, hukuk devletine saygısı olan bir insan, yüzü kızarmadan, Anayasa'ya aykırı olduğu iddia edilen bir kanunla ilgili olarak "aman Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyin" diyen bir anlayışın, hukukla, demokrasiyle ne ilişkisi olabilir ki (Arka sıralardan, "Son cümle bozuk genel başkan, yeniden dene" sesleri!) Kimdir o arka sıralarda karnından konuşan arkadaşlar; görelim, halkımız tanısın, bilsin! Karnımızdan konuşmayalım arkadaşlar ("Aslında hiç konuşmasak daha iyi olur" homurtuları!) Arkadaşlar lütfen... Bakınız askerî vesâyet diye bir lâf çıkardı bunlar. Askerî vesâyet diye bir şey olamaz çünkü benim bildiğim Vesâyet, temizlikçi bir kadının ismidir ve kadınlar genel askerlik hizmetinden muaf tutulmuştur. Öyleyse askerî vesâyet diye bir şey yoktur arkadaşlar, biz bu demokrasinin teminatıyız ("Eyvah, vay demokrasinin hâline!" sesleri) Nitekim yasaklanan YouTube sitesine "İstikrar senin neyine vesâyet" yazarsanız, görürsünüz Türkiye'de askerî vesâyet filan diye bir şeyin olmadığını... (Arka sıralarda gülüşmeler, kakara kikiriler) Bakın isbat ediyorum: Bunlar niçin askerden gocunuyorlar, bir düşünün; askerler senin seçimde aldığın oyun sonucunu mu değiştirdiler (Arka sıralardan "bir o kalmıştı zaten" makaraları!) Sözümü kesmeyiniz lütfen, askerlerin seçim sonucunda toplumumuzu tedirgin eden demokrasiyi kasteden bir tavrı mı vardı? ("Yine bozuk cümle" itirazları). Askerler toplumu rahatsız eden tavırlarda mı bulundu? Arkadaşlar bir insanın bunları iddia edebilmesi için ne olması lazım bilmiyorum?.. (Arka sıralardan, "ben biliyorum ama söylemeye dilim varmıyor" fiskosları). Lütfen kendi aramızda fısıldaşıp durmayalım arkadaşlarım; askerler başbakanın başbakanlığına karşı mı çıktı? Askerler neye karşı çıktı, varsa söyleyin! (Arka sıralardan "Hangi birini sayalım be birader, piüvv!" şeklinde gülüşmeler!) İstirham ederim değerli dostlarım. Türkiye'de askerî vesâyet yoktur, sadece ismi Vesâyet olan bazı temizlikçi kadınlar vardır ve bu Vesâyet'ler, ülkemize istikrar getirdi diye gidip hep o hükümete oy vermektedir. Bize oy vermişler midir, vermemişlerdir; niçin vermemişlerdir?.. (Arka sıralardan "Çırpındıkça batıyorsun başkan; kısa bağla da işimize gücümüze bakalım!" sesleri) Vermemişlerdir çünkü Cumhuriyet değerlerinden habersiz, eğitimsiz, lümpen insanlardır. Vermesinler! Bakınız tekrar söylüyorum, ey başbakan, kardeşin Gül'ü cumhurbaşkanı seçtirirken ne yaptı askerler soruyorum (Arka sıralardan, "o-hoo ne yapmadılar ki" şeklinde lâf atmalar). Buna mı müdahale etti askerler? Askerler neyi önledi, hangi konularda siyasî iktidarı vesâyeti altına aldı ki? (Arka sıralardan kahkaha tarrakaları; "yeter artık dayanamıyorum; hayli zamandır böyle stand-up seyretmemiştim" haykırışları; ön sıralardan arka sıralara doğru, "Hoop, ayıp oluyor genel başkanımıza karşı, sessiz olalım" ihtarları). Evet arkadaşlar uzun etmeyelim. İşte bu gerekçeyle yarın hep birlikte AYM'ye gideceğiz (Hangi gerekçeyle sesleri). Otobüsler saat onda parti önünden kalkacak ve yolda yoklama yapılacaktır; kumanya ve içecekler partimizdendir. Hepimize iyi yolculuklar diliyorum değerli dostlarım...
15 Temmuz 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder