10 Ocak 2009 Cumartesi

Paralel okumalar (2): Silâh ve mühimmat

Susurluk kazası sonrasında ismi duyulanlardan polis şefi İbrahim Şahin son dalgayla gözaltına alındı. Evinde yapılan aramada ele geçen krokiler ışığında sürdürülen arama çalışmaları herkesi dehşete düşürecek bir keşfe yolaçtı: Akla gelebilecek her türlü silâh ve patlayıcı madde gömülüymüş İbrahim Şahin'in krokisinde görülen arazide...
“Nasıl olur?” diye soran sorana...
Batman Valisi Salih Şarman'ın hapse düşmesine sebep olan 'gizli ordu' ve ele geçen cephanelik olayı hatırlansa kimse şaşırmazdı. Salih Bey cezaevi günlerini bu olaya ışık tutan 'Rutin Dışı' adlı kitabı yazarak değerlendirdi çünkü...
Ben şaşırmadım, ama farklı sebepten... Dün de yazmıştım, şu sıralarda olan-biteni daha iyi anlayabilmek için bir süredir İtalya'daki Gladio operasyonuyla ilgili kitapları paralel okumaya tâbi tutuyorum. “Vaktiyle orada ne olmuşsa şimdi burada da o oluyor” hissini yaşatıyor paralel okumalar bana...
Daniele Ganser'in Türkçe'ye de çevrilen 'NATO'nun Gizli Orduları' kitabının ilk bölümü İtalya'daki Gladio olayına ayrılmıştır. Daha ilk sayfada ele geçen bomba ve patlayıcı maddeler konusunu çıkarır karşımıza Ganser: “24 Şubat 1972'de, Jandarma, Trieste'de yeraltında saklanmış bir depoyu tesadüfen bulur. Silâh, mühimmat ve daha önceki eylemlerde kullanılanın benzeri C-4 patlayıcı vardır depoda. Jandarma bir suç örgütünün silâh deposunu keşfettiğini düşünür. Yıllar sonra, Felice Casson adlı yargıcın araştırmaları sonucu yüzlerce silâh deposu keşfedilecektir. NATO-irtibatlı Gladio kodadlı gizli ordunun yeraltı silâh depoları...”
Uzun yıllarını Roma'da geçirmiş BBC'nin Washington muhabiri Matt Frei Çizme'de yaşadıklarını anlatan 'Getting the Boot' adlı kitabının ilgili bölümüne kulağa tanıdık gelen bir bomba olayıyla başlar:
27 Mayıs 1993 tarihinde Floransa'da 'deprem gibi' bir bomba patlaması görülür. Öncesi ve sonrasında yaşananlardan farklı olarak, bu terör eylemi, ülkenin kültür mirasını hedef aldığı için ayrı bir öfke çeker...
İki hedef gösterir resmi yetkililer: 'Silahlı Falanj' adlı yeni bir örgüt ve Mafya... Kamuoyu Falanj masalını yutmaz; Mafya iddiası ise yeraltı örgütünün kendi düşmanlarını öldürmek dururken değerli resim ve heykelleri hedef seçmesi yüzünden tutmaz... 1993 yılı yaz aylarında Floransa, Roma ve Milano'da başgösteren terörün, yaklaşık 20 yıl öncenin 'gerilim stratejisi' ile bir biçimde ilintili olabileceğini düşünür kitleler; gazeteler “Stato assasino” (devlet terörü) başlığını kullanmaktan çekinmez...
20 yıl önce, yani 1960'ların sonu ve 1970'ler... 1969 aralık ayında Milano'nun Fontana Meydanı'nda bir bankaya bomba koyarlar; 16 kişi ölür. Bir yıl sonra bir tren Clabria'da raydan çıkar, altı kişi ölür. 1974'te Brescia'da anti-faşist bir mitinge bomba atılır, sekiz kişi daha ölür. Aynı yıl ekpres tren Italicus'a saldırılır, 12 kişi ölür. 1980 ağustos ayında Bologna tren istasyonu bekleme salonunda patlayan bomba ise 85 kişiyi öldürür, 200 kişiyi sakat bırakır.
1960'larla 1990'ları birbirine bağlayan yalnızca benzer terör eylemleri değildir; bütün o dönemlerde aktif bir politikacı da vardır: Giulio Andreotti... Yedi defa gidip sekiz defa başbakanlığa dönmüş bir kıdemli politikacıdır Andreotti... Floransa, Roma ve Milano'da patlayan bombalardan sonra üzerinde yoğunlaşan baskıyı hafifletmek için, ülkede paralel devlet olarak örgütlenmiş 'Gladio'nun varlığını resmen kabul eder... “Gelmiş geçmiş bütün başbakanlar örgütün varlığından haberdar edilmiştir” de der Andreotti. Sosyalist Bettino Craxi, “Benim haberim yoktu” deyince, önüne altında imzası bulunan bir belge konur; o da haberdardır.
Andreotti bir şeyi daha açıklar: 'Gizli ordu' çok iyi organize olmuş ve son model silâhlarla mücehhez kılınmıştır. CIA tarafından sağlanan silâhlar ülkenin dört bir tarafında, ormanlar, çalılıklar, hatta kilise ve mezarlıkların altında saklanmıştır. Tam 139 ayrı silâh deposu vardır 'gizli ordu'nun...
Saklı depolarda mevcut silâh ve teçhizat hakkında şu bilgiyi de verir Başbakan Andreotti: “Tabancalar, mühimmat, patlayıcılar, el bombaları, bıçak ve hançerler, suikast tüfekleri, lHav silâhları, haberleşme cihazları, dürbünler...”
Dün, ajanslar, İbrahim Şahin'in evindeki krokiye uyarak boş bir araziyi kazan görevlilerin, Ankara/Gölbaşı'nda buldukları hakkında şu bilgiyi veriyordu: “Çalışmalarda iki yağlı poşet içinde çok sayıda lav silahı, TNT kalıpları, çok sayıda el bombası, silâhlar ve mühimmat bulundu. Aramalarda ele geçen bombaların 30'a yakın değişik türde olduğu öğrenildi.”
Ne kadar ilginç değil mi?
Paralel okumalara devam edeceğiz.

Taha Kıvanç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder