4 Haziran 2009 Perşembe

Bu hanımefendi varken sana iktidar haram!

Sağolsun, demeye çalıştığımız şeyi, CHP İzmir milletvekili Canan Arıtman bir tamam söylemiş... Arıtman hanımefendiyi farklı ve önemli kılan husus da bu...

Ne zaman meram güçlüğü çekseniz, imdadınıza yetişiyor.

Üstelik, doğrucu.

Lafı hiç gevelemiyor.

Mesela, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a mektup yazıp ‘zatıalilerini’ duruma el koymaya çağırmıştı.

Mensubu bulunduğu partinin görevi (ve konumu) bundan daha iyi nasıl özetlenebilirdi?

Bir konuşmasında da, başörtülüleri çok çirkin bulduğunu söylemişti. Hatta, daha da ileri gidip, Hayrünnisa Gül’ü penguene benzetmişti; ‘Çok çirkinler ayol. Cumhurbaşkanı’nın eşi de tıpkı penguene benziyor.’

Bu da, belli bir kesimin bilinçaltını deşifre etmesi açısından, oldukça yararlı bir açıklamaydı.

Demek ki, aynı zamanda işlevsel bir milletvekili, Canan Arıtman...

Peki bu kez ne yapmış?

Ulusalcı bir politikacı olarak, ülkemizi Amerika’ya şikayet etmiş. Üstelik, ulusalcılıklara pek de iyi gözle bakmayan Amerika’da...

Mesela, İsrail’in Gazze katliamına tepki olarak düzenlenen mitingleri ağır bir dille eleştirmiş ve bu mitingleri ‘korkunç’ bulduğunu söylemiş.

Bir de hayırlı bir jurnalde bulunmuş: ‘Orada Yahudi bir vatandaşımız olsaydı paramparça ederlerdi. İlkokul çocuklarından zorla Filistin için yardım parası topladılar. Bu hükümet Yahudi düşmanlığı yapıyor. Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan şehit cenazelerinde gözyaşı dökmediler ama Filistin için hüngür hüngür ağladılar.’

Bitti mi?

Biter mi hiç?

Hazır Amerika’lara kadar gitmişken, Hamas belasını başımıza sardıran kişiyi de (herhalde ‘ilgili masa’nın ilgileneceği düşüncesiyle) bir güzel deşifre edivermiş: ‘BM, Hamas’ı terör örgütü olarak kabul ediyor. Biz de BM’nin üyesiyiz. Hamas’ı Türkiye’ye getiren bugünkü Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’dur. Amerikalıların bunları bilmesi lazım. Dikkat etsinler.’

Bitti mi?

Bitmiyor... Bitmeyecek...

Gül’ün, Erdoğan’ın ve Davutoğlu’nun icabına baktıkta sonra, ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştiren Barack Obama’nın da hatırını soruvermiş.

Obama’nın suçu daha büyük...

Durduk yerde ülkemizi ziyaret etmiş ve hiç de gereği yokken ‘demokrasi’ mesajı vermiş... Zaten çok başarısız bir geziymiş... Danışmanları yanlış enforme etmiş; bu yüzden, Obama’nın Türkiye’yi anlaması beklenemezmiş...

Canan hanımefendinin ‘şekva’ sadedinde söylediklerini okuyunca, aklıma bir numaralı Amerika düşmanı İlhan Selçuk geldi.

Hatta, Soner Çağaptay geldi.

Hatta Zeyno Baran geldi.

Çağaptay ve Baran meselesini ‘ilgili masa’ya, yani Taha Kıvanç’la Rasim Ozan Kütahyalı’ya bırakıyorum.

İlhan abi, ‘Türkiye’nin kaderine el koyması’ için, eski başkan George W. Bush’tan yardım istiyordu... Türkiye’yi bu gerici ve işbirlikçi hükümetten, kurtarsa kurtarsa, Amerika kurtarabilirdi. Böyle olmuyordu... Amerika ‘laikliğimize’ sahip çıkmalıydı..

İlhan abi hayal kırıklığına uğradı.

Canan hanımefendi de hayal kırıklığına uğrayacağını anlamış olacak ki, kurnazlık yapıp ‘Yahudi kartı’nı devreye sokuyor: ‘Bu hükümet Yahudi düşmanlığı yapıyor.’

Bunu söyleyen hanımefendi, bir süre önce, Cumhurbaşkanı Gül’ün kökeninden bahisle, ‘Ermeni’ kimliğini ‘suçlama nedeni’ saymıştı.

Bu hanımefendi, üstelik, bir solcu...

Bir sosyal demokrat...

Baykal’a, ‘Bu hanımefendi başınızı çok ağrıtacak’ demiştim ama, o, bırakın uyarı mekanizmasını devreye sokmayı, tutup bir de Parti Meclisi üyeliğiyle ödüllendirmişti.

Bir de ağlıyorlar, ‘Bu halk niçin bizi ciddiye almıyor? Niçin bir türlü iktidara getirmiyor?’ diye...

Bu halk niçin sizi ciddiye alsın?
Ahmet KEKEÇ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder