15 Temmuz 2009 Çarşamba

AFET ILGAZ

Biraz ayıp olmadı mı gençler?

Biraz ayıp olmadı mı gençler? Göğsünüzdeki ay yıldızı görmek iyiydi; heyecanınızı anlamak da mümkündü; "Tekbir"lerin yüceliğini seslendiriş, biraz harcanmış gibi olsa da yanlış şeyler değildi ama yanlış yerlerde, yanlış biçimde sergilendi.

Büyük bir virtüöz olan İdil Biret'in bir şarap üreticilerinin finansörlüğünde konser vermesi de onun büyük kariyeri açısından düşündürücüydü. Ama bunları göstermek için konser mahallini basmak teşebbüsü en yanlış olanıydı. Bundan hoşlanmayan gazeteler ve yazarlar, bu meseleyi köşelerinde dile getirip eleştirselerdi bu daha sağlıklı bir tepki olurdu. Türklüğün ve Müslümanlığın kibarlığına, inceliğine daha uygun bir tavır olurdu.

Benim de biraz Batı müziği eğitimim vardır, ordan bilirim, bu iş çok zor bir iştir. Günde yedi sekiz saat çalışılır en az. Sanatta üstat olmanın birçok zor ve sıkıntılı tarafları vardır, kolay değildir. Türkiye bunlardan epey sanatkar yetiştirdi ama en büyüklerinden biri İdil Biret'tir.

Batı müziği çalmanın, dinlemenin de kötü bir tarafı yoktur. Öyle olsaydı padişahlarımız haremdeki kadınlara klasik piyano dersi, ya da öbür çalgılardan, ders aldırmazlardı. Ayrıca, ses dediğin şey, düzeni, sanatkarane (estetik) ve ilhama dayalı sesler, bunların oluşturduğu müzik, Allah'ın doğudaki ve Batıdaki insanlara lütuflarındandır. Coğrafya, tabiat ve tarih, kendi etkileriyle oluşmuş müziklerden uygarlıklar çıkarır. Uygarlıklar da araya şeytanilikler girmezse, birbirini tamamlayan hayat düzenleri olurlar.

Antiemperyalist bir mücadelede, bir gösteride ay yıldızlı işaretler, giysiler, elbette göğsü kabartır, heyecan verir ama bir müzik protestosu, müziğin tabiatına uygun bir incelik ve medeniyet damgası taşımalıdır. Toto Cutunio adlı bir İtalya vardı; seksenlerde bir şarkısıyla Eurovizyon'da büyük bir başarı kazanmış birinci olmuştu. Şarkının teması neydi biliyor musunuz: "Ben İtalyanım!"

Şarkısı, ülkesinin bütün güzelliklerini ince ayrıntılarla dile getirdikten sonra "Ben İtalyanım" diye bağlıyordu. Bizim de böyle güzel bir bestemiz var: Türkiye... Türklüğe duyulan sevgiyi göstermenin yollarından biri ve en etkilisi budur bence.

Toparlarsak: Büyük bir sanatçının şarap üreticisi bir firmanın sponsorluğunda ve reklamlarıyla resital vermesi belki yanlıştır ama daha yanlış olan bunu duyuran basın yayın organlarının, yazarları ve programcılarıyla bunueleştirmek yerine, böyle sansanyonel bir şekilde duyurmaları olmuştur. Üçüncüsü Topkapı Sarayı'nda böyle bir konser duyurulup şarap şişeleriyle reklâm yapmanın, müziğin ve özellikle müzik yapan sanatçının büyüklüğüne uyup uymamasıdır. Buna da saray yöneticileri ve Kültür Bakanlığı cevap vermeli.

Düzeltme: Pazartesi yazımda, ilk paragrafta "dik duruş durumu" olarak çıkan ibare, "trajik durumu" olacaktı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder