11 Şubat 2009 Çarşamba

Lehman Sisters ve tuvalette 'isabet'!

Dünyada bazı meslekler son kriz döneminde prestij kaybetti. Bunların arasında en çok eleştiri alan mesleklerden biri bankacılar, diğeri ise ekonomistler. Hemen hemen her gün, mesela New York Times gazetesinde, bu iki meslek grubuna eleştiriler sık sık gündeme gelmekte.
Bir örnek vereyim.

Geçtiğimiz günlerde NY Times Pazar sayısında yazan N.Kristof adlı yorumcu, Davos'ta karşılaştığı bir durum üzerine bankacılara ait bazı tespitlerde bulunmuş. Davos'ta yapılan tartışmalarda en çok ilgi toplayanı, mesela batan Lehman Brothers kurumu ile ilgili imiş. Sonuçta karar verilmiş ki, şirketin adı 'Lehman Brothers' değil de 'Lehman Sisters' olsa imiş, büyük olasılıkla batmazmış. Hatta bir de tez ortaya atılmış: Eğer şirket 'Lehman Brothers and Sisters' adını taşısa ve karar mekanizmasında her iki grup da yer alsa imiş, bu daha da optimal bir yapı olacakmış.
Bilindiği gibi bankacılık üst yönetimde son derece az sayıda kadın yönetici bulunan bir iş sektörü. Bankacılıkta, yazara göre, üst yönetim toplantıları çoklukla 'ürolog beklenti odası' gibi görüntü veren 'yaşlı erkeklerin bir arada bulunduğu' bir aktivite olurmuş. Bu durum, gene yazara göre, bir yandan adil olmayan (ayırımcılık kötü bir şeydir), diğer yandan da, berbat kararların alınmasına yol açan bir durummuş. Yazar eğer bankacılıkta, karar veren üst yönetici düzeyinde kadınlar yeterince temsil edilse imiş, daha isabetli ve daha az kötü karar alınırmış diyor. Çünkü yakın geçmişte yayınlanmış bir akademik çalışmaya göre (Lu Hong ve Scott E.Page tarafından yapılmış ve The Journal of Economic Theory adlı akademik yayında yayınlanmış) homojen gruplar yerine farklılık sergileyen gruplar tarafından alınan kararlar, problem çözmek açısından çok daha isabetli sonuçlara ulaşabiliyormuş. Yazar tezini bu çalışmaya dayandırıyor. Çalışma, psikolojinin, bankacılık ve ekonomi ile kesiştiği gri alanda yer alan bir çalışma.
Bilindiği gibi ülkemize de gelmiş olan Daniel Kahneman adlı, ekonomi Nobel ödüllü psikoloğun deneysel yaklaşımında (beraber çalıştığı A.Tversky erken öldüğü için Nobel alamadı) insanların iktisatçıların düşündüğü gibi rasyonel olmadığı ve aldıkları birçok kararın rasyonel değil tersine son derece insani, psikolojik nedenleri anlaşılabilir ama tutarsız olduğu ortaya konuyor. Tabii bir sonraki adımda da insanların nasıl daha rasyonel karar almaya teşvik edilebilecekleri düşünülmeye başlanıyor.
Mesela bugünkü krizin kaotik ortamında, insanların daha fazla tasarruf etmesi, daha iyi ve sağlıklı beslenerek kilo vermesi, spor yapması, daha tedbirli araba kullanması, daha mantıklı mali yatırım yapması gibi davranış değişikliklerine, nasıl, zorlama olmadan teşvik edilmesi sağlanabilir, yaşamlarında kalite artıracak adımlar gerçekleştirilebilir sorusu gündeme gelmiş.

Chicago Üniversitesi'nde 'ekonomi hocası' olan Richard Thaler ve Harvard'da hukuk profesörü olan Cas R. Sunstein bir kitap yazarak, insanların dikkatlerini, onları sıkmadan çekecek ve pozitif bir şekilde davranış değişikliği yaşamalarına neden olacak zorlayıcı olmayan bir yaklaşım konusunu gündeme getirmişler. Bu yaklaşıma 'nudge' adı veriliyor. Belki bir örnek vererek 'nudge' ne menem iştir anlatılabilir.
Amsterdam Havaalanı'nda erkeklerin büyük bir çoğunluğu çişlerini yaparken idrarlarını dışarıya sıçratırlarmış, yani tuvaleti ıskalarlarmış. Sonunda bilim insanları tuvaletin kokudan ve pislikten kurtarılması konusunu ele almışlar ve tuvaletlerdeki, idrarın içine yapıldığı porselenlerin üstüne, tam ortaya, küçük siyah sinek resimleri yapılmış. Bu sinekler konulduktan sonra, daha önce yarısı dışarıya dökülen idrarların yüzde sekseni, isabetli bir şekilde tuvaletin içine yapılmaya başlanmış. Dr.Thaler erkeklerin 'bir hedefe ateş etme' şeklinde bir tutkuları olduğunu ve çaktırmadan bir hedef konduğu takdirde, isabet ettirme olasılıklarının çok yükseldiğini, dolayısıyla davranışın hissedilmeden değiştiğini vurguluyor. 'Sineğin urinale konması' tipik bir 'nudge' olayı!

Şimdi sıkı durun. Yukarıda adı geçen Dr. Sunstein, ABD seçimleri sonrasında Başkan Obama tarafından Beyaz Saray'ın Enformasyon ve Regulasyon biriminin başına getirilmiş. Dr. Sunstein'ın büyük olasılıkla toplumun davranışlarının nasıl zorlanmadan değiştirilebileceği konusunda çalışacağı, medya yorumcusu Jeff Sommer tarafından NY Times'ta gündeme getirilmiş.
'Acaba önce ekonomist davranışlarını değiştirmek için çabalasak daha mı iyi olurdu?' diye düşünmeden edemedim doğrusu!

Deniz Gökçe

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder