14 Ocak 2009 Çarşamba

Krizde ihracat düştü ama ihracatçı kâr etmeye başladı

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, artık krizi konuşmak yerine sonrasına hazırlık yapılması gerektiğini belirterek, 'Krizin etkileri de oldu. Bir miktar kurlar yerine geldi ve bizim rekabet gücümüz arttı. İhracat rakamımız düşse bile ihracatçı firmalar kâr elde eder hale geldi' diyor.

Geçenlerde Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ile krizin ihracata etkisi üzerine sohbet ediyoruz... Sohbetin detaylarına girmeden önce, birkaç veriyi sizlerle paylaşayım ki, tabloyu net bir şekilde görelim.
Her ne kadar geçen yılın aralık ayı sonu itibariyle ihracatta yüzde 25 civarında düşüş gözükse de yılın tamamına baktığımızda yüzde 21'e yakın bir artış göze çarpıyor. İhracatçılar ise 2009 yılında ihracatta yüzde 17 gibi bir daralma bekliyor.
Bu da; Amerika ve Avrupa'da beklenen büyümenin negatif olması, ihracat yaptığımız pazarlarda daralma olacağını, dolayısıyla da krizin ihracatı yakından etkileyeceğini gösteriyor. Tabi bu etki sadece pazar daralmasından kaynaklanmıyor. Petrol fiyatlarındaki düşüşün emtia fiyatlarına yansıması ve dolar/euro paritesi de bu etkide rol oynuyor.
Şimdi diyeceksiniz ki, bu çerçevede 2009'da durum daha vahim boyut alacak. Hele ki, global krizin Türkiye'yi asıl nisan-mayıs aylarında daha da derin etkileyeceği beklendiğine göre...
İşte işin ilginç tarafı da burada. Çünkü ihracatçılarımız, Amerika ve Avrupa pazarından doğan açığı kapatmanın yollarını başka pazarlara yoğunlaşarak bulmaya başlamışlar bile.

Açığı yeni pazarlar kapatacak
Yine konuyu rakamlarla anlatalım. 2007 yılında AB'ye yaptığımız ihracat 60.2 milyar dolar ve ihracatın toplamdan aldığı pay yüzde 57 iken, 2008 yılına geldiğimizde bu rakam 63.2 milyara çıkıyor ama toplamdan aldığı pay yüzde 49.5'e düşüyor. Bu da ihracatın başka bölgelere kaydığının ispatı.
Mesela Ortadoğu'ya yaptığımız ihracat 2007 yılında 7.2 milyar dolar ve toplam içindeki payı yüzde 6.88 iken; 2008'de ihracat 14.6 milyar dolara, toplam içindeki pay da yüzde 11.47'ye yükseliyor.
Aynı şekilde Afrika'ya 2007 yılında 5.3 milyar dolar ihracat gerçekleştirmişiz. Toplam içindeki payı da yüzde 5 olmuş. 2008 yılında ise ihracat 7.8 milyara çıkmış.
Sizleri daha fazla rakama boğmak istemiyorum. Ama Bahreyn, Şili, Estonya, Birleşik Arap Emirlikleri'nde de durum aynı. Yani, bunlar ihracatçılarımızın bulduğu yeni pazarlar ve bu pazarlara yapılan ihracat da ciddi artışlar görülüyor.

Artık krizi konuşmayalım
Bu noktada gelelim Mehmet Büyükekşi ile sohbetimize. Nitekim Büyükekşi, 2009 yılında Türkiye'nin ihracatını bu yeni pazarların kurtaracağını söylüyor. Hatta bir adım ileri giderek, "Evet, biz küçülmeyi bekliyoruz ama onu da zaman gösterecek" diyor.
Bu tezini de şöyle destekliyor: "Dünya Bankası'nın 2009 büyüme tahminlerine baktığımızda Avrupa ülkelerinde küçülme beklenirken, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde yüzde 3 ila 8 arasında büyüme bekleniyor. 2001 yılında da kriz yaşamıştık ve hepimiz ne yapacağımız şaşırmıştık. O dönem ihracatımız 25 milyar dolardı. Şu anda 130 milyar doları aştı. O zaman 8 sektörümüz 1 milyar dolar ihracat yapıyordu, şimdi 19 sektörümüz yapıyor. Yine o dönemler 5 ülkeye ihracat yapılıyordu, şimdi 28 ülkeye."
Sohbetimiz sırasında Mehmet Büyükekşi, şu anki krizi artık konuşmanın çok fazla yararı olmadığına da değiniyor. "Kriz 2009 yılında ihracatı sekteye uğratabilir. Hatta 2010 yılında da belki dünyadaki ticaretin gelişimine göre sıkıntı olabilir" diyor ve ekliyor: "Ama bizim sıkıntı bittiğinde hazır olmamız, hazırlık yapmamız lazım."

Rekabet gücümüz arttı
Bu noktada Büyükekşiye şunu soruyorum: "Türkiye'de irili-ufaklı birçok ihracat yapan şirket var. Özellikle son yıllarda neredeyse herkes ihracatçılığa soyunmuştu. Bu kriz bir anlamda sektörde konsolidasyon açısından iyi oldu diyebilir miyiz?"
TİM Başkanı, "Hiçbir firmamız için iyi oldu diyemeyiz" şeklinde başlıyor anlatmaya ve krizin olumlu etkilerini şöyle sıralıyor: "Türkiye'de zaten aşırı değerli TL politikası vardı. Şimdi bir miktar kurlar yerine geldi ve bizim rekabet gücümüz arttı. İhracat rakamımız düşse bile ihracatçı firmalar kâr elde eder hale geldi. İkincisi de; bu firmalarımızın ayakta kalabilmesi için Eximbank kaynaklarının artırılıp, bir an önce finansal yapılarının düzeltilip bu kriz döneminde bundan sonraki problemlere karşı yenilik yapan, Ar-Ge'ye önem veren firmalar haline gelmesi bizim için çok önemli. Bunlar olursa biz bu krizden daha güçlü çıkabiliriz."
Mehmet Büyükekşi ile sohbetimizden çıkardığım sonuç, ihracatçıların 2009'dan çok fazla endişe etmediği. Aslında bir anlamda 'ölüyoruz, bitiyoruz' edebiyatı yapmak yerine moralli olmaya çalışıyorlar dersem sanırım daha doğru olur.
Son olarak Mehmet Büyükekşi'nin konuşmamızda ortaya attığı bir iddiayı da sizlerle paylaşayım: "Uzun dönemde ihracat hedefimiz belirledik. Cumhuriyetimizin 100. yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefimiz var. Bunu da gerçekleştireceğiz."

Noyan Doğan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder