5 Mayıs 2009 Salı

‘Büyük laf’ devri bitti

1 MAYIS çok şükür ‘zayiatsız’ sona erdi. Marjinallerin saldırıları çirkindi. Başta DİSK olmak üzere sol sendikaların coşkusu ise çok güzeldi.
Halay çekerek “1 Mayıs’ta 1 Mayıs... Meydanındayız!” diye yeri göğü inlettiler.
31 yıllık yasaktan sonra Taksim’e çıkmanın sevinci... Tamam da gelecek yıl ne diyecekler?!
Solun 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamaktan başka bir programı yok mu?!
Murat Belge ile Ahmet Altan da ‘böyle sol mu olur’ anlamında yazılar yazdılar. DİSK’i Ergenekon konusunda tavır almaya çağırdılar!
Ercan Karakaş fotoğrafı tam olarak ortaya koydu: “Solda fikri çölleşme” olduğunu söyledi.
Aslında sağda da solda da ‘büyük laflar’ gerçekten iflas etti! Büyük laflara alışkın sol, şimdi milyonlarla bütünleşecek programlar üretemiyor! Sorun bu...

Dünya devrimi!
Dostum Ercan Karakaş bu çölleşmeyi 12 Eylül’ün solu ezmesine bağlıyor; acaba bundan mı? Lenin ve arkadaşlarının teorik birikimi bir kenara, sol düşüncenin büyük isimleri Rosa Luxemburg’lar, Plekhanov’lar, hatta Marx’la Engels’in kendisi gül bahçelerinde mi ‘fikir’ geliştirmişlerdi?!
Bizim solda bir Jean Jaures mi vardı?
12 Mart’tan sonra sol şahlanmıştı da 12 Eylül’den sonra niye çölleşti?!
Soldaki çölleşmenin en önemli sebebi, Sovyetler’in çökmesiyle artık “piyasa”sız bir ekonominin, “burjuva demokrasisi”nden başka bir rejimin kurulamayacağının ispatlanmış olmasıdır!
Halbuki solun “büyük anlatı”sı bu ikisinin reddine dayanıyordu: “Piyasa” sömürü düzeniydi... Bildiğimiz demokrasi ise “burjuva diktatörlüğü”ydü... Bir “devrim”le bunları yıkıp “proleterya diktatörlüğü” kurulunca sömürü kalkacak, sınıfsız toplumun yolu açılacaktı!
1970’lerdeki dev 1 Mayıs mitinglerinde büyük kalabalıklar bu heyecanla coşmuş, sloganlar “devrim” diye atılmış, yumruklar “devrim” diye sıkılmıştı.
Fakat bu hayal tükendi, solun “büyük anlatı”sı bitti! Ekonomide “piyasa”, siyasette “burjuva demokrasisi” tarihen doğrulandı...
Ve solcuların bir kısmı liberalizme, bir kısmı ulusalcılığa kaydı. Bir kısmı da kendilerine ‘büyük laf’ heyecanını veren “irtica tehlikesi” özlemi içinde laiklik savaşı veriyor.
Kala kala halis solculara da “1 Mayıs’ta 1 Mayıs... Meydanındayız” sloganı kaldı.
Gerçekten çölleşme!

Pragmatizm çağı
“Büyük anlatı” denilen ‘külli’ ideolojiler sağda da çöktü! Artık “Adil Düzen” lafını duyuyor musunuz?! Yahut 1970’lerde sökün etmiş “İslami ekonomik düzen” kitapları kaldı mı?!
Hatta Batı sağının Marksizme alternatif olsun diye oluşturduğu “iktisadi kalkınmanın aşamaları” gibi ‘gelişme teorileri’ de itibardan düştü. Çin ve Hindistan hangi “aşama”da idiler ki birden koşar adım kalkınıyorlar?!
Çağımızda büyük umutlar var; bireysel hürriyet fikrinin gelişmesi ve yoksulluğun oransal olarak azalması gibi... Büyük tehlikeler de var; totaliter ‘kabileleşme’ eğilimleri, küresel gelir dağılımı ve çevre kirlenmesi gibi...
Fakat şu gerçek bilhassa önemlidir: Sorunlar büyük laflarla çözülmüyor, hatta büyük lafların büyük facialara yol açtığını 20. yüzyılda gördük.
Günlük hayatımızdan büyük sorunlara kadar her mesele “pragmatik çözüm”ler gerektiriyor. Sanıyorum bizde soldaki “çölleşme”nin temelindeki sebep, büyük laflara çok alıştığı için, ‘emekçiler’in önüne pragmatik programlar koyamamasıdır.

Taha Akyol

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder