27 Şubat 2009 Cuma

12 Ayrı Konu

1. Ülkemizde trafik güvenliği yok. Sürücülerin de yok, yayaların da yok. Beş on vatandaş durakta otobüs bekliyor. Sarhoş veya sersem bir sürücü otosuyla bunların arasına dalıyor ve biçiyor. Ölüler, yaralılar... Dünyanın her ülkesinde trafik kazaları oluyor ama bizdekiler çok fazla. Niçin? Çünkü bu ülkede yıllar boyunca sürücü belgesi verilirken yolsuzluklar yapıldı, ehliyetsizlere ehliyet verildi. Şimdi cezasını milletçe çekiyoruz. Hiçbir suçları olmadığı halde ölenler, yaralananlar, sakat kalanlar, yetimler, dullar çekiyor.

2. Kürt liderler genellikle bilge kişiler değil. Bazıları, toplumsal barış ve uzlaşma, olumlu çareler ve çözümler aramak yerine fitne ve fesat çıkartıyor. Yakın tarihlere kadar Kürt vatandaşlarımızın yaşadığı bölgelerde medrese hocalarının, tarikat şeyhlerinin büyük ağırlıkları, nüfuzları, tesirleri vardı. Onlar bilge kişilerdi. Geminin batırılmasını istemezlerdi. Yazık ki, bir yandan Ankara'nın laik rejimi, öte yandan PKK,hocaların ve şeyhlerin nüfuzunu kırdı. Herkesi suçlamam ama meydan büyük ölçüde Kürt arivistlere kaldı.

3. Resmî ideoloji diktatörlük rejimlerine mahsus bir şeydir. Gerçek cumhuriyette, gerçek demokraside resmî ideolojiye yer yoktur. Fertlerin ideolojileri olabilir ama devletin olamaz. Bugün dünyada resmî ideolojisi olan, bu ideoloji halka dayatılan bir tek demokrat rejim mevcut değildir. Bizde sonu ...izm ile biten resmî ideoloji var olduğu müddetçe cumhuriyete ve demokrasiye gölge düşecektir. Bakalım Türkiye bu resmî ideoloji boyunduruğundan kurtulabilecek mi?

4. Kokuşma notu, 10 üzerinden 4 olan bir ülkede cumhuriyet de, demokrasi de, hukuk da, devlet de, millet de, ülke de tehlikededir.

5. İngiltere'de 13 yaşındaki bir oğlanın 15 yaşındaki bir kızdan gayr-i meşru çocuğu oldu. Oğlan kızı, 12 yaşında iken hamile bırakmış. Müslümanlara, kızlarını ve oğullarını genç yaşta evlendiriyor diye çatan ve saldıranlar, İngiltere'deki rezalet konusunda hiç yorum yapmadılar. Sadece haber olarak verdiler.

6. Dinî bir cemaat, bütün Müslümanları ilgilendiren konularda faaliyetler yapıyor ve bu konuda kimse ile istişare etmiyor, kimseye haber ve hesap vermiyor. Bu muhteremler kendilerini lâ yüs'el mi görüyor? Mademki Müslümanların temsilcilerine danışmıyorlar, önceden haber vermiyorlar, kendi kafalarına göre hareket ediyorlar, onların yaptıkları Müslümanları bağlamaz. Bu kişiler İslâm'ı ve Ümmet'i kumaş, kendilerini makas mı sanıyor?

7. Çok büyük bir ilimizin müftüsüne: Vâizelerden ve kadın Kur'ân kursu hocalarından oluşan bir musiki heyeti kurmuşsunuz ve onlara koro halinde ilâhî okutturuyormuşsunuz. Bu gibi fantezilerin, bid'atlerin, günah işlerin yerine; şehirde beş vakitte doğru dürüst Ezan-ı Muhammedî okunması için tedbir alsanız daha iyi olmaz mı?

8. İstanbulluların her gün sabah akşam iki kere sormaları gereken soru: Yirmi milyon nüfuslu bu dev kente her gün tonlarca evcil domuz, yaban domuzu ve başka haram etler giriyor. Bir iki market dışında üzerine etiket koyarak alenen domuz eti satan yok Peki bunca domuz eti ne oluyor? Sığır ve dana eti oluyor ve halka yediriliyor. Müslümanlar uyumayın!..

9. Milyonlarca vatandaşın seyr ettiği bir TV programında p...venk denilmiş... Bazıları bunu yadırgıyor. Yadırganacak bir şey yok. Ahlâksızlığın, hayâsızlığın, iffetsizliğin, faziletsizliğin kol gezdiği bir ortamda böyle şeyleri tabiî karşılamak gerekir.

10. Kendi evinde oturan, ana baba ve küçük bir çocuktan oluşan bir aile ayda bin lira ile geçinebilir mi? Geçinebilir ama bir şartla: Kanaat ile... İsraf ile kesinlikle geçinemez. Kanaatin pabucunu dama atıp toplumu beyinsiz ve sefih bir israf toplumu haline getirenler bu ümmete en büyük kötülüğü etmişlerdir.

11. Dinî konuda bid'atler, sapıklıklar, bozukluklar, fitne ve fesatlar yayılıyor. Ehl-i Sünnet her geçen gün darbeler yiyor. Bu konuda Müslüman halkı uyarmak için harekete geçilmelidir. Yapılacak ilk iş, bir beyanname hazırlanması, buna en az 1000 icazetli din âliminin imza koyması, bunun gazetelerle ilan edilmesidir. Bu hizmeti muhlisen lillah (ihlâsla, parasız, ücretsiz) kim yapacak?

12. Yakın tarihimizde yüce İslâm dinine ve Ümmet-i merhumeye en büyük hıyaneti ve kötülüğü birtakım neo-haricî, aktivist, arivist İslâmcılar vermiştir. Bunlar başlangıçta kraldan ziyade kralcılık yapmış, önüne geleni şirk ve küfürle suçlamış, damgalamış, kırıp dökmüştür. Bidayette bozuk düzenin aleyhinde bulunan bu samimiyetsiz ve münafık sahte mücahidler, ellerine fırsat geçince bozuk ve kâfir dedikleri düzenin haram kemiklerine aç köpekler gibi saldırmış ve kara servet sahibi olmuşlardır. Bunlar dışlanmadıkça Müslümanların iki yakaları bir araya gelmez.

Mehmet Şevket Eygi
26.02.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder