2 Mayıs 2009 Cumartesi

İşçi bayramı : Son heyecan

Küresel kriz ortamında 1 Mayıs kutlamak!
Türkiye ölçeğinde heyecan üretmenin son derece zor olduğu bir iklim.

Bir yanda üç kişiden birinin işsizliği.

İşçilerin iş üretme noktasındaki üstünlüğünün kaybedildiği bir zemin.

Kapitale bağımlılığı ve bu yönüyle moral zaafı... Hatta kapitalin bile derin krizi... Hatta emeğin, kapitalin krizden çıkması için duaya durduğu...

Ve DİSK'in, KESK'in işçi sorunlarından azade bir misyon yüklendiği....

İşçiler bahar bayramını bile kutlama takatini kaybedip, işçi yerine ikame edilmiş militan grupların boy gösterdiği...

Sol diye bir siyasi partinin kalmadığı...

Mevcut sol birikime sahip olabilmek için en iyi yumruk sallama gösterisinin yapıldığı...

CHP'nin soldan uzaklaşıp, ulusalcı bir devlet partisi haline geldiği...

Sosyalizmin, Marksizm'in, komünizmin, arkaik değerler planına düştüğü...

Proletarya diktatörlüğünün dünyadan izinin silindiği...

Böyle bir zeminde emek adına hangi heyecanı üreteceksiniz?

Dün Taksim'e götürülen insanlarda "emekçi heyecanı" mı vardı?

Sıkılan yumruklar emeğin yumrukları mı idi?

İşini kaybeden insan, emeği idealize edip, kapitalden hesap sorup yumruk mu sıkıyor, yoksa, öğretmen tayinleri için yapılan kur'a çekimlerinde Iğdır'ın bilmem hangi köyündeki ilköğretim okuluna tayin edildiği için sevinç çığlıkları mı atıyor?

Ya da üniversite mezunu olup, bulduğu asgari ücret altı bir maaşla çalışmaya can mı atıyor?

-Patron devlet mi olsun, herhangi bir işadamı mı?

-Patron olsun da kim olursa olsun mu diyor?

DİSK Başkanı hangi patronla masaya yumruk vurarak konuşuyor?

Böyle bir ortamda 1 Mayıs'ı yumruk sallayarak sıkmanın bir anlamı var mı?

Haaa, marjinal örgütler yumruk sıksınlar.

Yüzlerini kapatsınlar, ellerine tutuşturulan molotof kokteyllerini polisin üzerine atsınlar...

Atarlar! Her zaman kullanılmaya hazır insan malzemesi bulunur. Kullanacak çıkar odakları da bulunur.

Onlar, bulanık suda balık avlamaya bayılırlar.

Ama DİSK, işçi çıkarlarını korumak için kurulmuş bir konfederasyon olarak, Taksim kutsamasına fit olacak kadar işi bıraktı mı?

Türkiye'nin yaşadığı kriz ortamında DİSK, işçilerin işini kaybetmemesi için ya da işsizler ordusuna nefes aldırmak için ne yaptı?

Taksim'de bayrak göster ve DİSK olarak misyonunu tamamla.

Ne beleş bir misyon bu!

Ve DİSK'e bağlı işçiler başkanlarımız milyar milyar maaş alıp Taksim'de yumruk sıkarak bizim haklarımızı savundu, desinler.

İşçi bu kadar saf mı görülüyor?

Denir ki, aşkta vuslat değil, hasret heyecan verir. Vuslat gerçekleşir, heyecan biter. Onun için gerçek aşıklar, hasretle yaşamayı isterler.

Taksim vuslatı tamam oldu.

Zaten emek mücadelesi bir kenara bırakılmıştı.

Gelecek sene nasıl bir heyecan üretecekler, doğrusu merak ediyorum.

Heyecan üretmekte zorlanan sendika yöneticilerinin, nasıl bir gerilim oluşturacaklarını merak ediyorum.

Bu 1 Mayıs'ın ardından, DİSK ve onunla birlikte hareket edenlerin, oturup, bir durum değerlendirmesi yapacaklarını düşünüyorum.

Dün, ekranlara yansıyan tüm çatışma görüntülerinin DİSK'in eylemine monte olmaya çalışan militan gruplar tarafından çıkarıldığı gözlenmiştir.

Türk- İş'in Kadıköy'deki kutlama programında böyle bir olay yaşanmamıştır.

Bu fark, DİSK'in bağlantılı gruplarla ilişkisini, ciddi bir sorun olarak ortaya çıkarıyor.

Ve DİSK'in önüne, bu yer altı gruplarıyla farkını ortaya koyma zaruretini getiriyor.

Ahmet Taşgetiren

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder