16 Nisan 2009 Perşembe

Rekorun dekoru!

Yine rekor diye açıklandı: İşsizlik oranı yüzde 15.5' e çıkmış.
Bu oranın sayıyla 3 milyon 650 bin işsiz kalmış insan olduğunu...
Bir yıl içinde işini kaybedenlerin 1 milyon 59 bin insan olduğunu...
Kentlerde işsizlik oranının yüzde 17'yi geçtiğini de...
Genç nüfusta işsiz oranının her 100 gençte 21 genç insan iken bir yılda 28 genç insana çıktığını da bu rekorun dekoru olarak gözünüzün önünde tutun.
Sadece her 100 insanda 15'e çıkmış bir sıkıntı değil; her 100 gençten en az 29'unu boğmakta olan bir umutsuzluk rekoru bu.
2001 krizinde milyonlarca insan, ülkenin felaketini katmerlendiren batık ve zayıf bankaları, sorunlu bankacılığı da sırtında taşıdı.
Bu krize, ne iyi, bankalar sağlam girdiler.
Fakat; işten çıkaran veya zor durumdaki küçük, büyük şirketleri, atölyeleri, fabrikaları hemen sıkıştıran, kart borçlularını kovalayan, kredi borcunu aksatanı avlayan, maaşını kendisinden alana dahi kredi açmakta nazlanan, 2001'de kendilerini sırtta taşımış olanları hemen yük görüveren bankalar da rekor kâr elde edebiliyor.
Bu diyalektiği idrak etmek için herkesin kendi felaketini yaşaması şart sanki.
Ama öyle.
2001'de medyada yoğun işten çıkarmalar olduğunda, büyük bir medya grubunun rekor kâr açıkladığını hatırlıyorum.
Öyle bakakalmıştım!
Ama bütün dünyada "Borsa ile piyasa" buna da bakıyor.
Esnek vicdanla kolayca işten atılanların kıvrak cüzdana katkısı.
Çok ince zevkleri olabilen... Çoğu resim seven, heykel seven, spor seven, müzik seven, doğa seven, deniz seven, kitap seven, koleksiyon seven; yani öyle bilinen, öyle görünen iş dünyası büyüklerinin insanı en kolay safra görebilmelerindeki büyük büyü müthiş bir şey.
Buna serbest piyasa deniyor!
Bu büyüleyici masalda...
Tüketici diye her köşede kart verilen, her köşede mal pazarlanan, tapılan insan; çalışan olunca veya dermansız müşteri haline gelince anında tüketilmiş tükenmiş tüketim maddesine dönüşebiliyor işte.

Umur Talu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder