12 Nisan 2009 Pazar

Üreten kuruluş öğrenen kuruluştur

Üretimde verimliliklerini sürekli artıran kuruluşlar, birlikte öğrenmenin gücünden yararlanmasını bilen kuruluşlardır. Kuruluşlarda birlikte öğrenilen her şey, bir noktaya benzer. Çalışanların biriktirdikleri noktalar ne kadar çoksa, ortaya çıkardıkları resimler gibi, ürettikleri ürünler de o kadar kusursuz olur. Peter Senge'nin “Beşinci Disiplin”inin “öğrenen kuruluş” yasaları, “üreten kuruluş”lar için de geçerlidir.

• “Bugünün problemleri dünün çözümlerinden kaynaklanır.” Dünya sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçti. Bilgi toplumunun problemleri, sanayi toplumunun yöntemleriyle çözülemez.

• “Ne kadar sıkı yüklenirseniz, sistem de o sıkılıkta geriye itecektir.” Kuruluşlar da, Fizik'teki “etki ve tepki” yasasına uyarlar. Hiçbir yerde “zorla güzellik” olmaz.

• “Bir davranış kötü sonuçlardan önce iyi sonuçlar oluşturur”. Kuruluşlarda kısa vadeli çözümlerin yararları, uzun dönemde ortaya çıkacak zararların yanında çok küçük kalır.

• “Bir sorundan kolay çıkış normal olarak o soruna tekrar geri götürür”. Kuruluşlarda kolay çözümlerin faturası, çoğu zaman çok daha pahalıya patlar.

• “Tedavi hastalıktan kötü olabilir”. Kuruluşlarda bazı sorunlara katlanmayanlar, çözüm adına daha büyük bedel ödemek zorunda kalırlar.

• “Daha hızlı daha yavaştır”. Aşırı hız, trafikte nasıl kazalara yol açarsa, kuruluşlarda da büyük zararlara yol açar. Bunun için, Anadolu'da “acele giden ecele gider” denilir.

• “Neden ve sonuç zaman ve mekanda birbiriyle yakından ilintili değildir”. Kuruluşlarda bazan “ateş alan yerden duman çıkmaz”. Duman olan yerde, her zaman ateş olmaz.

• “Küçük değişiklikler, büyük sonuçlar üretebilir, ancak en yüksek kaldıraç gücüne sahip olanlar, çoğu defa en az göze görünür olanlardır. Bütün kuruluşlarda, melekler ve şeytanlar, beklenmedik yerlerde bulunurlar.

• “Hem pastanız olur, hem de onu yiyebilirsiniz, ancak aynı anda değil”. Kuruluşlarda doğrusal mantık kadar paradoksal mantık da geçerlidir. Üreten kuruluşlar, ya şiş ya kebab dedikleri gibi, hem şiş hem kebab demesini de bilirler.

• “Bir fili ikiye bölmekle iki küçük fil elde edilmez”. Her kuruluşta işletme fonksiyonları bir bütündür, bölünerek çoğaltılamadıkları gibi, azaltılamazlar da.

• “Sorumlulukları başkalarına yükleme diye bir şey yoktur. Üretmesini bilen kuruluşlar, başarısızlıklarının kaynaklarını dışarıda başkalarında değil, içeride kendilerinde ararlar.

Anadolu insanının kültüründe Senge'nin yasalarını anlatan onlarca atasözü ve deyim vardır. İnsanlığın düşünce ve eylem tarihinde, söylenmemiş bir söz ve bilinmeyen bir yasa yoktur. Üreten kuruluş olmada da, çoğu defa Batı'da söylenenler, Doğu'da söylenenlerin yeni kavramlarla tekrarlanmasıdır. İnsanlığın düşünce ve eylem birikimi ortaktır, hiçbir ülkenin tekelinde değildir. Onu bütün boyutlarıyla öğrenenler, ondan en çok yararlanırlar.

Kuruluşlar ne kadar öğrenirlerse, o kadar üretirler.

Üreten kuruluşlar öğrenen kuruluşlardır.

Nazif Gürdoğan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder