22 Ocak 2009 Perşembe

Nazım’ın yüzüne kim tükürdü?

Medyadaki ‘gizli Ergenekoncuları’ rahatlatacak, Zülfü Livaneli gibilerini üzecek bir konu var elimde bugün.

Nazım Hikmet’i yazacağım...

Dolayısıyla, kendilerini ‘Nazımcı’ sayan bir oluşuma verip veriştireceğim.

Bu oluşumun ismi, ‘Nazım Hikmet Kültür Merkezi...’ Zinhar, ‘Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’yla karıştırılmaya...

İkidir bu oluşumdan, posta kutuma ‘yazılı açıklama’ geliyor.

Konu, Nazım Hikmet’in vatandaşlığının iade edilmesi...

Biliyorsunuz, Nazım, Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığından çıkarılmıştı...

Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden vatandaş kılındı.

Bu işi, AK Parti adı verilen ‘gerici ve çağdaşlık düşmanı’ parti yaptı.

İyi mi oldu, kötü mü oldu, Nazım’ın çok mu umurundaydı, iade-i itibar şaire mi yapıldı, yoksa şair üzerinden Türkiye Cumhuriyeti hükümeti mi itibar kazanmış oldu?

Bu, bahs-i diğer...

Bu konuyu ‘salim arkadaşlar cephesi’ tartışsın...

Benim dert ettiğim husus şu:

Kendilerini Nazım’la özdeşleştiren, Nazım’ın zihin dünyasından neşet ettiklerini öne süren partiler ve hükümetler neden bu işe el atmadılar?

Onca CHP iktidarı, onca ‘sosyal demokrat bulaşığı’ koalisyon geldi geçti...

Üzerine bir ‘28 Şubat tüyü’ dikildi?

Neden kimsecikler, Nazım’la ilgili haksız uygulamayı ortadan kaldırmayı düşünmedi?

Kaldı ki, 28 Şubat darbesini gerçekleştiren ve bu darbede emeği geçenler, bir tür ‘Nazım Hikmet’i sevenler konsorsiyumu’nu oluşturuyordu. Üstelik, İstiklal Marşı’nın yerine 10. Yıl Marşı’nı ikame edecek kadar gözlerini karartmışlardı ve ‘boş meydan’ bulduklarında Nazım’dan dizeler okuyorlardı.

Nazım’ı, neredeyse, postmodern darbenin resmi şairi haline getirmişlerdi.

İsteselerdi, emirle kurulmuş hükümetlerden birinin ‘Bakanlar Kurulu’na iade kararını aldıramazlar mıydı?

İstemediler.

Hem, şiirlerini amaç dışı kullanarak şaire haksızlık ettiler, hem de bol bol Nazım eyyamı yaptılar.

Şimdi AK Parti hükümetine kızıyorlar.

Livaneli veryansın ediyor.

Memlekette birçok iyi şey oluyormuş ama... Bu ‘birçok iyi şey’ AK Parti hükümeti eliyle olduğu için, insan kuşkuya düşüyormuş.

Bazı ‘salimler’ de veryansın ediyor.

Baykal mutsuz...

Nazımsever bacılar grogi durumda...

Kendisine misyon biçmiş Nazım Hikmet Kültür Merkezi ise kıyametleri koparıyor.

İşbu merkez, Nazım Hikmet’in vatandaşlığının iadesini ‘bu ülkenin emekçi halkıyla ve ilericileriyle dalga geçmek’ olarak yorumluyor ve hükümeti ‘alemi aptal, kendilerini akıllı sanmaktan vazgeçmeye’ çağırıyor.

Memleketi satan hükümet, din istismarcılığının yolsuzluklarla ayağına dolanmasından sonra, bu defa ‘demokratikleşme istismarcılığı’ yapıyormuş.

Böyle diyor merkez...

Bunu diyebilme hakları var.

İsteyen istediğini der.

Madem onlar hükümeti ‘alemi aptal sanmaktan vazgeçmeye’ çağırıyor...

Ben de onları Nazım Hikmet’i araştırmaya çağırayım, tam olsun...

Nazım nasıl ve hangi şeraitte Türkiye’yi terketmiştir?

Hangi suçunun karşılığı olarak 13 yıl cezaevinde yatmıştır?

Bu soy şiir emekçisini ‘zindanlarda çürütenler’ kimlerdir?

Dahası, onu, hangi işbirlikçi hükümet cezaevinden çıkarmıştır?

Hangi ‘solcu gazete’ Nazım Hikmet’in resminin altına, ‘Bu resmi, yüzüne tüküresiniz diye yayınlıyoruz’ ibaresini düşmüştür?

İsterseniz İlhan Selçuk’a sorun... Bu ‘solcu gazete’nin ismini söyleyecektir size.

Bu soruların cevabını bulun, diğer hususları sonra tartışalım.

Ahmet Kekeç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder