21 Şubat 2009 Cumartesi

Açtırman kutuyu, söyletmen kötüyü

Sabah'tan Nur Batur 'Gladio' konusunu soruşturmak üzere gittiği İtalya'da eski cumhurbaşkanı Francesco Cossiga ile konuşurken, şimdiye kadar hiçbir yerde karşıma çıkmadığı için beni müthiş şaşırtan bir gerçeği ortaya çıkardı: 2. Dünya Savaşı sonrası Avrupa yeniden şekillenirken ABD'ye çağrılan genç lider adayları arasında o da varmış...
Sadece o olsa iyi; Fransa'dan başbakan ve cumhurbaşkanı olacak Valery Giscard D'Estaing, Almanya'dan başbakanlığa yükselecek Helmut Schmidt ile Helmut Kohl ve İngiltere'den uzun yıllar başbakanlık koltuğunda oturacak Margaret Thatcher...
“Gladio üzerinde söyleşirken, birdenbire konuyu kendisi bu noktaya getirdi Cossiga” diye aktardı bana şaşkına çeviren bilgiyi nasıl elde ettiğini; “Fazla üstelemem gerekmeden de beş ismi arka arkaya saydı...”
Nur Batur dizisinin ilk gününde bu konuya ayrılmış satırlar şöyleydi: “2. Dünya Savaşı sonunda Soğuk Savaş'ın başladığı günlerdi. Özel bir programla Avrupa'dan 5 genç siyasetçi ABD'ye gitti. Aralarında tek bir kadın vardı. O da savaşın galiplerinden olan İngiltere'den Margaret Thatcher'di. Helmut Schmidt ve Helmut Kohl yenilip ikiye bölünen Almanya'dan geliyorlardı. Savaşın diğer galibi Fransa'dan Valery Giscard d'Estaing seçilmişti. Yenilen İtalya'dan seçilen hukukçu ise Francesca Cossiga'ydı...
“50 yıl sürecek Soğuk Savaş döneminde Avrupa'yı yönetecek olan beş genç lider, ilk kez ABD'nin liderlik programında tanıştılar.. Ve beşi de Soğuk Savaş'ın kaderini çizdiler. / Beşi de Sovyetler Birliği'nin ve Varşova Paktı'nın dağılmasında rol oynayan güçlü liderler oldular...”
Bir tanıdığım, bayağı gençken ve Adalet Partisi saflarında siyasete atılmışken Amerika'nın 'genç liderler programı' kapsamında bir seyahate götürüldüğünü anlatır dururdu. Demek ki, her el attıkları kişiyi başbakan yapamıyor Amerikalılar; ama deniyorlar işte...
Acaba bugüne kadar Türkiye'den kimlere 'genç liderler programı' kapsamında ABD piyangosu çarpmış olabilir?
Bu sorunun cevabını bilmiyorum; ama Washington'un bu tür programlarla neyi amaçladığını çok iyi biliyorum. Bilgimin kaynağında, ABD'de genekurmay başkanlığı yapmış ve 1998 yılında Atatürk Barış ve Demokrasi Ödülü'ne lâyık görülmüş Oramiral William J. Crowe'un Kongre'de yaptığı ifşaat yatıyor.
İfşaatın Türkiye'ye ulaşmasını o zaman Hürriyet'in Washington muhabiri olan Sedat Ergin'e borçluyuz. Tabii, “ABD'nin kafakol programı” gibi çok iddialı bir başlığı manşete çekme cesareti gösteren dönemin yayın yönetmeni Çetin Emeç'e de...
Çetin Emeç, bu haberin üzerinden bir yıl geçmeden, önce koltuğunu, sonra da hayatını kaybedecekti.
Hürriyet, 21 Nisan 1989 günü, Sedat Ergin'in üst başlığı “ABD subay eğitme bahanesiyle, dost ülkelerin gelecekteki yöneticilerini kendi saflarına çekiyor” olan “ABD'nin kafakol programı” manşet haberiyle çıktı:
“ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral William Crowe, Kongre'de yaptığı açıklamada, müttefik ülke subaylarına, Amerika'da eğitim görmeleri için verilen bursların amacını, 'Bu ülkelerin orduları, askeri ve siyasi lider kadrolarının üzerinde etki sağlama' olarak açıkladı. ABD'nin askeri burs verdiği ülkeler arasında Türkiye liste başında. Burslardan yararlanan Türk subaylarının sayısı ise 4 bin 461”.
Haberde, 1950 yılından 1987 yılı sonuna kadar geçen 37 yıl içinde ABD'nin Türk subaylarının Amerika'da eğitim ve talimleri için toplam 133 milyon dolar harcadığı belirtiliyor. Haberde, Senatör Nunn'un şu sözlerine de yer veriliyor: “Pek çok ülkede ordu, politikanın içinde olmasa bile, kimin siyasi lider olacağı ve ne kadar görevde kalacağı konusunda çok büyük etkiye sahip bulunmaktadır.”
Crowe'un açıklamalarından bir bölüm de şuydu: “IMET (Uluslararası Askeri Eğitim ve Talim) programı diğer ülkelerin askeri ve sivil liderlerine gelecekte yaklaşabilmek bakımından da önemli imkanlar sağlamaktadır.
“ABD'de eğitim görmeleri için seçilen öğrencilerin çoğu zaten üst kademe askeri lider olma özelliğine sahip subaylardır. Bu programda ABD'de eğitim gören askeri liderler, geçmişte olduğu gibi gelecekte de ülkelerinde önemli görevler üstleneceklerdir. Örneğin bugün dünyada bakan, büyükelçi, kuvvet komutanı ve askeri okul komutanı pozisyonlarında IMET eğitimi görmüş 1500 kişi vardır. IMET, uzun vadeli bir yatırım olarak çok değerli bir güvenlik yardımı aracıdır ve ABD'ye sayısız yararlar sağlamaktadır.”
Konuşan bir subay olduğu için vurgu askerlere olsa da, sözünü ettiği program sivillere de açık. İlk sırada Türkiye'nin bulunduğu programdan en çok yararlanan ülkelerden davetli sayısı 1500 kişiymiş...
Cossiga İtalya'da kapağı kaldırdı, bakalım Türkiye'de kim aynı işi yapacak?

Taha Kıvanç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder