19 Şubat 2009 Perşembe

Türkiye’nin Karanlık Kurulu Ankara’da sessiz sedasız bir operasyon yürüttü

Tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi.

Operasyonun hedefi Turgut Altınok değil Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ydı. Eğer plan başarılı olsaydı, Ak Parti’ye yerel seçimlerde büyük bir darbe vurulacak ve iktidar Ankara kalesini kaybedecekti. Hem de daha sandığa bile gidemeden.

Peki ama nasıl?

Karanlık Kurulu bilenler hatırlar. Hani şu kendilerini Türkiye’nin gerçek iktidarı zanneden, “ülkeyi yönetme iradesi de ancak bizde ve bizim onayımızı alanlardadır” diyen toplama heyet. Kulislerde dolaşan fısıltılara göre Ankara operasyonunun mimarları işte onlar.

İddialara göre operasyon planı son günlerde internet sitelerine düşen “gayri meşru ilişki” kayıtları üzerine kuruldu. Ancak görüntüler planın son aşamasında kullanılacaktı. Öyle de oldu (sayılır).

Plan o kadar derinden yürütüldü ki son birkaç güne kadar kimse siyaset dışından bir elin seçimlere müdahale ettiğini hissetmedi. Şimdi sonuçlarını açık açık görüyoruz. AK Parti’nin Keçiören Belediye Başkan adayı ve hal-i hazırdaki başkanı Turgut Altınok adeta bir el tarafından şarampole atılıverdi. Kendisi farklı gerekçeler gösterse de kulislerde, Altınok efsanesini yıkan şeyin, internette dolaşan “cinsel içerikli görüntü”ler olduğu konuşuluyor.

Ortaya çıkan manzaraya bakıldığında operasyonun aslında çok daha önceden başladığını görmek mümkün. Ama aday belirleme sürecine geri dönüp, elimizdeki taşları döşeye döşeye bugünü anlamaya çalışmak en iyisi olacak sanırım.

Operasyon planına göre; Karanlık Kurul’un hedefindeki ilk isim Melih Gökçek’ti. En başta yapılması gereken, 3 dönemdir Ankara’yı kalesi haline getiren Gökçek’i yıpratmak ve AK Parti’yi Gökçek’ten vazgeçirmekti. Planın en zor kısmı burasıydı, sonrası çorap söküğü gibi gelecekti.

Partilerin aday belirleme sürecinde neler yaşandığını bir hatırlayın. Kılıçdaroğlu elinde dosyalarla basın toplantıları düzenliyor, Melih Gökçek’in yolsuzluklar yaptığını iddia ediyordu. Son olarak Gökçek’le Kılıçdaroğlu restleşmesi ekrana taşındı ve Gökçek suçluluğu ispatlanmış olmasa da öfkesinin kurbanı olarak ayrıldı programdan.

Operasyonun AK Parti ayağında, ikinci basamak Turgut Altınok’tu. Plana göre önceki seçimde de Büyükşehir Belediyesinde gözü olduğu söylenen Altınok aday adayları içinde Melih Gökçek’in karşısına çıkarılacak, başarılarından söz edilerek gündemde tutulacak, adeta Başbakan’ın gözüne sokulacaktı. Bu arada koltukta yıpratılmış bir Gökçek olacak ve Erdoğan yeni adaylarının Altınok olduğunu söyleyecekti.

Karanlık Kurul CHP tarafında da operasyona başlamak için beklemedi. En başta Gökçek saf dışı bırakıldığında Ankaralılardan oy alabilecek bir aday belirlenecekti. Kurul üyeleri eski Belediye Başkanı Murat Karayalçın üzerinde mutabık oldu. Ancak Karayalçın’ın bir partisi vardı ve Baykal’la da arası açıktı. Genel seçimler öncesinde mitingler düzenleterek açık açık CHP’ye oy toplayan Kurul’un ricasını iki siyasetçi de kırmadı. Karadayı’nın Encümen-i Daniş üyesi dediği Karayalçın, CHP’nin Ankara adayı ilan edildi.

Bundan sonra CHP’ye düşen sadece beklemek ve operasyonun devamını izlemekti.

Karanlık Kurul’un operasyonu “bir nokta dışında” tıkır tıkır işledi. Gökçek yıpratıldı, uzun süre aday gösterilmedi. AK Parti, iddialardan sonra temayül yoklaması bile yaptırdı Ankara’da. Altınok ismi son saniyeye kadar konuşuldu. Ama Erdoğan Gökçek’ten vazgeçmedi. Altınok’u da kırmak istemeyen bir ses tonuyla büyükşehir adayının Gökçek olduğunu açıkladı.

Peki bu sapma olmasaydı plan nasıl yürüyecekti. Bundan sonrasını tahmin etmek zor değil. Gökçek şarampole itildikten sonra, Altınok’la Karayalçın karşılaştırmaları yapılacak, İstanbul’da Kılıçdaroğlu’na sağlanan destek, Ankara’da Karayalçın’a da “inşallah kazanacağız” şeklinde devam edecekti. Ama son darbe önceki gün olduğu gibi “görüntü kayıtlarıyla” ve daha sert bir şekilde vurulacaktı. Var olduğu söylenen görüntüler, bu defa aday başvurularının bitmesine bir gün kala değil, belki de seçimden bir hafta önce piyasaya sürülecekti.

Altınok yine çekilecekti. Zaten AK Parti de böyle bir adayı seçmenin karşısına çıkarmayacaktı. İktidar, Ankara’da seçime bile girmeden, Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın anahtarını CHP’ye teslim etmek zorunda kalacaktı. Dahası seçimin hemen arifesinde ortaya çıkan bu skandalı açıklama fırsatı bile bulamayan iktidar Ankara hezimeti yüzünden diğer illerde de sarsılacaktı.

Karanlık Kurul’un fısıltılar şeklinde konuşulan Ankara planı buydu. Aslında Murat Karayalçın aday gösterildiği günlerde, yerel seçimlere karanlık bir kurul elinin karıştığının işaretini vermişti. Ne diyordu Karayalçın? “Ankara’da bu seçimi de kaybedersek Ergenekon’un deli yanını göreceğiz.”

Yorum sizin.

Nadir Kılıç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder