20 Mart 2009 Cuma

Eczacıbaşı söyledi Amerika yaptı

Amerikan Merkez Bankası ekonomiyi durgunluktan çıkarmak için Amerikan Hazinesi’nden bono ve tahvil satın almaya karar verdi. Bu hamleyi daha basit olarak anlatırsak, Amerikan Merkez Bankası karşılıksız dolar basmaya karar verdi.

Zira bir merkez bankası hazineden bono ve tahvil satın almaya başlarsa, bu, para basmak anlamına gelir. Bu basılan parayla da devlet daha fazla kamu harcaması yapma imkânına kavuşur.

Merkez bankalarının para basarak kamu harcamalarını arttırmaları istenen bir durum değildir. Çünkü böyle para basınca enflasyon artar.

Ama Amerikan Merkez Bankası bu tabuyu kırdı ve Hazine’yi doğrudan fonlamaya başladı.

Amerikan Merkez Bankası, önceki gün aldığı karara göre, 1,2 trilyon dolarlık hazine bonosu ve tahvil satın alacak. Söz konusu tahviller, konut kredisi şirketleri olan Fannie Mae ve Freddie Mac’in garantisindeki tahviller olacak. Böylece uzun vadeli faizler düşecek, konut sektörü ve diğer yatırım alanları kârlı hale geldiği için yeni yatırımlar başlayacak. Alınan bu karar doların değerini de düşüreceği için Amerikan malları ucuzlayacak, düşük değerli dolar ABD’nin ihracatının artmasına destek verecek.

Gelelim Türkiye’ye... İşadamı Bülent Eczacıbaşı 16 martta basına yaptığı açıklamada, “tabuları kıralım, para arzını genişletelim” diyerek, Amerikan Merkez Bankası’nın kararından üç gün önce bizim Merkez Bankası’na çağrıda bulundu.

Eczacıbaşı’nın çağrısının bizim Merkez Bankası tarafından anlaşılıp anlaşılmadığı meçhul olsa da, Eczacıbaşı’nın mesajının içeriği şöyleydi…

“Talep düşüklüğü her krizin nedenidir. Krizin temelinde talep düşüklüğü var. Bu talep düşüklüğü bazen çok ciddi sonuçlara yol açıyor. Bundan nasıl çıkılacağı konusu çok önemli. Türkiye’nin yıllarını ziyan edecek, ülkeyi resesyona sokacak, içinden çıkılması çok zor bir ekonomik durgunluk içinde bırakacak bir durum söz konusuysa, bunun nasıl ortadan kaldırılabileceği konusunda fikir oluşturulmalı ve ekonomiyi yönetenler toplanmalı. Merkez Bankası ile nasıl bir işbirliği sağlanabilir tartışılmalı.

Bu çözümler bizim ezberimizin dışına çıkan çözümler olabilecektir. Bu konuda esnek olunmalı. İnandırıcı gerekçeler ortaya konursa, iş dünyası bu çözümleri tabii ki destekler. Enflasyon sorun olmaktan çıkıyor. Parasal genişleme tabu olmasın. Bu tabudan biraz uzaklaşmak gerektiğini düşünüyorum. Ben tabuların tartışılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Bülent Eczacıbaşı’nın bu önerisi, gerçekten bir tabunun kırılmasıdır. Büyük sorunları tabuları kırmadan çözmek zaten mümkün değildir.

Bizim Merkez Bankası da ‘karşılıksız para basmak enflasyonu arttırır’ tabusunu kırıp Amerikan Merkez Bankası gibi Hazine’yi doğrudan fonlamaya başlayabilir. Böylece Hazine piyasadan borçlanmayıp Merkez Bankası’ndan fonlanacağı için piyasada faizler hızla düşer. Ellerindeki parayı devlete satamayan bankalar, kredi faizlerini hemen düşürüp reel kesime kredi kullandırmaya başlarlar. Diğer kurumsal yatırımcılar da ‘nakitte kalmanın’ zararlı olduğu görüp, varlık ve emtia alımına girişirler. Ayrıca ucuzlayan Türk lirası da ihracatı da destekler.

Kriz dönemlerinde ezberlerin bozulması ve tabuların kırılması şart. Aksi takdirde arkasında üç kuşaklık bir tecrübe taşıyan işadamı Bülent Eczacıbaşı’nın dediği olur ve Türkiye, içinden çıkılması çok zor olacak bir ekonomik durgunluğa girilebilir.

Bu yüzden Amerikan Merkez Bankası’nın yaptığını bizim Merkez Bankası’nın da yapmasında büyük fayda var. İş dünyası da bu fikre sıcak baktığına göre, ekonomi yönetiminin konuyu hiç vakit kaybetmeden değerlendirmesi gerekiyor.

Süleyman Yaşar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder