20 Mart 2009 Cuma

Geçmişi bırak, geleceğe bak!

Medya genelde geçmiş problemlerin getirdiği eski endişeleri gıdıklar, gıdıklamayı da sürdürür. Bir hatırlayın lütfen, son beş yılda ne kadar çok yüksek faiz düşük kur 'tıraşı', cari denge, kamu dış borcu, özel sektör dış borcu ve döviz bitmesi, dış finansmanın kuruması konulu analiz, haber ve yorum okudunuz ve dinlediniz. Siyasiler, meslek kuruluşları ve her tür medya farklı nedenlerle bu konuları kaşıdılar, bir hatırlayın.
Sonunda geldiğimiz yerde birkaç gerçek var.
Bu ülke, Kanada ile beraber ekonomisi büyük olan ama bankası batmayan iki ekonomiden biri. Bunu da 2001 krizinden bu yana alınan tedbirlere, gelen resmi ve özel dış finansman desteğine borçluyuz.
Bir diğer gerçek ise, geçmişte bu ülke döviz bitmesi ve döviz çıkışından batmasına rağmen, bugün hem de sade bizde olan değil, global bir krizde bulunmamıza rağmen, yüksek döviz rezervi, azalmış dış borcu ve yanlış nedenle de olsa daralan cari denge açığı ve henüz anlayamadığımız dalgalı kur sisteminde bulunmanın getirdiği avantajla, geçmişe benzer bir 'döviz bitmesi kökenli kriz' yaşama durumunda değil.

Bu iki nokta çok önemli!
Tabii ülkemizde yanlış bir çok şey var. İçeride yaptığımız siyaset kökenli kavgaların ekonomiye etki etmediğini düşünüyorsak yanılıyoruz. Peş peşe gelen seçimlerin ekonomiyi boğduğunu ve disiplini ortadan kaldırdığını anlamıyorsak saçmalıyoruz.
Ama gene de geçmişe dönük endişeleri taşıdığımız için ilk piyasa kıpırdanmasında derhal dövize saldırıyoruz. Vatandaşla konuştuğumuzda yıllardır hep iki adet 'önemli' sorusu vardır. Birincisi 'Dolar ne olacak', ikincisi 'Fenerbahçe'nin durumu ne olacak!' Bizim ise, tek bir klişe cevabımız var: 'Bilmem ama, ben TL tutarım, takım da tutmam!'
Bu ülke eğer kendi ayağının üstüne basacaksa şu Osmanlı'dan beri devam eden döviz ve kur, endişe ve merakımızı, spekülasyon aşkımızı bir kere ortadan kaldıralım. Yabancı 3 kuruşluk kağıt ve mürekkep harcayarak bir kağıt parçası üretiyor, üstüne 100 dolar yazıyor ve biz de saçma sapan şekilde elimizdeki avucumuzdakini, tüm üretimimizi vererek bu kağıt parçalarını saklıyor, tutuyor ve her şeyi döviz cinsinden fiyatlandırıyoruz.

Yeter!
Fakat çözmemiz gereken bir şey daha var. Bu ülkenin sağ ve soldaki ideologları ve inanç pazarlayıcılarının tümü de medya benzeridir ve geçmişten gelen sorunları şişirip dururlar. Daha da ilginç olanı bugün tüm dünya medyası da bu şekilde davranıyor.
Tabii ki biz dahil tüm dünya 2008 son çeyreği ve 2009 ilk çeyreğinde müthiş bir daralma ve işsizlik yaşayacak. Ama Mart 2009 sonuna geldik ve bu tarihler artık 'geçmiş gün' oldu. Biz geleceğe bakalım.
İki gündür ABD konusundaki ufak ama ümit veren düzelmeleri aktarıyoruz. Dün de birkaç uluslararası iyimserlik verecek veri ilan edildi.
Bu sütunda daha evvel referans verdiğimiz ZEW endeksi Almanya'nın geleceğe dönük ekonomik beklentilerini aktarır. Bu kurum Almanya'daki iki büyük ekonomik araştırma kurumundan biri. Almanya da, ABD gibi 2009 ilk çeyreğinde önemli sorun yaşamakta ve daralıyor. Ama geleceğe bakan ZEW endeksi de iyileşiyor. Dün açıklanan verilerde ZEW endeksi şubat ayında iyileşerek eksi 3.5 değerine geldi. Piyasa eksi 7 bekliyordu. Endeks sıfırı geçtiği ve pozitif değerlere geldiğinde, pozitif büyüme alanına girmiş olacak. Almanya da olumluya doğru değişme sinyali veriyor ve Alman ekonomisine ne kadar endeksli olduğumuzu da unutmayalım.
Gene ABD'de, dün açıklanan tüketici fiyat endekslerinden olumlu bir yoruma olanak veren sonuçlar çıktı. Tüketici fiyat endeksi şubat ayında 0.4 arttı. Bugünün şartlarında fiyatların biraz artmasını istiyoruz. Endeks geçen yıla göre de 0.2 artmış bulunuyor. Gıda ve enerji fiyatları da düştükten sonra bile çekirdek fiyatlarda şubat ayında 0.2 artış var.
Özetle; ikinci aydır ABD'de hem üretici (toptan eşya) hem de tüketici fiyatları artmakta! Bu da deflasyon tehlikesinin ortadan kalktığını, paranın dönüş hızının arttığını ve talebin canlanmaya başladığını gösteriyor.
Bu arada ABD cari dengesi 2008 dördüncü çeyreğinde de, aynen Türkiye'de olduğu gibi 49 milyar dolara yakın daraldı, GSYİH oranı olarak yüzde 3.7 değerine indi. Bu 2001 yılından bu yana en düşük ABD cari denge açığı. Azalma aynen bizde olduğu gibi ithalat daralmasından kaynaklanıyor.

Sonuç: Geçmişte ve geçmişin korkuları ile yaşamayı bırakın, geleceğe bakın!

Deniz GÖKÇE :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder