21 Mart 2009 Cumartesi

Nevruz ve Yunus

BUGÜN nevruz; inşallah kavgasız, gürültüsüz geçer. Halbuki tahrikler, kaygılar var. Nevruz Kürt meselesinin simgesi adeta... Eskiden hayatımızda bu kadar önemli değildi ama artık çok önemli. Eskiden Kürt meselesi de yoktu(!) ama artık Türkiye’nin en önemli sorunu!
Eskiden nevruz hakkında pek yayın da yoktu. Biraz Fuat Köprülü ve Pertev Naili Boratav gibi bilginler araştırmıştı.
Artık bu konuda yayından geçilmiyor. Bir tarafta “Türk Ergenekon Bayramı Nevruz” gibi yayınlar bunun ‘özbeöz Türk bayramı’ olduğunu yazıyor... Öbür tarafta, “Kürt Kawa Destanı, Newroz” yayınları etnik milliyetçi kavga tahriki yapıyor.
Ama artık biliyoruz ki, İran kökenli nevruz 21 Mart’ta baharla birlikte girilen “yeni gün”dür ve bütün bölge kültürlerinde mevcuttur.
Nevruzu böyle kültürler arası ortak bir folklor olarak görmekle onu “Türk Ergenekon bayramı” veya “Kürt Kawa Destanı” diye çatıştırmak aynı şey mi?!

Ortak değerler
Farsça “yeni gün” demek olan “nev-ruz” Sibirya’daki Yakutlara kadar Türklerde vardır, Farslarda ve elbette Kürtlerde de vardır. Demek ki ortak bir folklordur.
Komşu ve hele de iç içe geçmiş kültürlerde böyle ortak folklorik ve destani unsurlar çok zengindir.
Hz. Ali için ilahiler yazan Bektaşi tarikatına mensup Ermeni ‘aşuğ’ (âşık) edebiyatı gibi!
Türk ve Kürt kültürlerindeki ortak folklorik ve tarihi mirasın araştırılması bilhassa önemlidir. “Beraber yaşamak” için gereken ortak değerler ve duyarlıkları geliştirmenin bir yoludur bu.
TRT Şeş’te mevlit gecesini izlerken gördüm ki, Yunus Emre böyle ortak değerlerin, ortak duyarlıkların bir örneğidir. Diyarbakır Ulucami’deki Kürtçe ilahide Yunus Emre vardı:
Aşiq Yunus dibê her dem amanim
Ew cemal bidîta bi çeşmê alim
Toza binê linga bi rû û bimalim
Welatê Yemenê Weysel Qeranî
Yani:
Yunus eydür gelin biz de varalım
Ayağın tozuna yüzler sürelim
Hak nasip eylesin komşu olalım
Yemen illerinde Veysel Karani

Bütün baharlar
Ardından aynı ilahiyi Saraybosna’daki Gazi Hüsrev Camii’nde nur yüzlü Boşnak kızlarından dinledim. Yunus’un ruhaniyetini hissettim, gözlerim yaşardı, Yahya Kemal’i hatırladım:
Ta Budin’den, Irak’a Mısr’a kadar
Fethedilmiş uzak diyarlardan
Vatan üstünde hürr esen rüzgâr
Ses götürmüş bütün baharlardan
Madem Nevruz ya da Newroz yahut Özbek telaffuzuyla novruz baharın yarattığı ferahlık ve yaşama sevincinin ifadesi olarak ortak bir kültürel değerdir... Tahrik vesilesi yapmak onu dejenere etmek değil midir?
Nevruzun kavga vesilesi yapılması, “bütün baharlardan” zenginlikler taşıyan tarihi mirasın etnik milliyetçilikler yolunda nasıl dejenere edildiğinin bir örneğidir.
TRT Şeş’te Yunus’u dinlerken TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’i açık yazıyla kutlamayı düşünmüştüm, nasip bugüneymiş.
Üniversitelerimize de seslenmek isterim: Artık “bütün baharlar”ımızı araştırmanın, ortak değerlerimizi ortaya çıkarmanın vakti gelmedi mi?

Taha Akyol

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder