26 Ocak 2009 Pazartesi

Türkiye’nin 24 saatini planlayan bir güç var

TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu eski Başkanı Sadık Avundukluoğlu Star Gazetesi Pazar ekine yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin 24 saatini planlayan bir güç var. Bu güç hazırladığımız raporun ciddiye alınmasını engelledi. O rapor raftan inmeli" diyerek Türkiye'nin demokratikleşmesinin önündeki en önemli engele dikkat çekmiş. Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış da yıllardan beri araştırmaların önünü kesen bir gizli elden söz eder... Bunun dışında bir takım siyasi cinayetlerin arkasından oluşturulan Meclis Araştırma Komisyonlarının hemen hepsi uzun uğraşlar sonunda raporlar hazırlamışlardır. Bu eksik raporlar bile pek çok gerçeği ortaya koymuş olmakla birlikte sadece rapor olarak kalmıştır. Kısacası, komisyon üyeleri belli bir noktaya doğru ilerlemeye başladıklarında ya birileri "Bu işleri fazla kurcalamayın" ya da "Daha fazla kurcalarsanız başınıza gelecekleri siz düşünün" yollu tehditlerle karşılaşmışlardır. Maalesef bu durum yıllardan beri ülkemizin bir gerçeği olmaya devam etmiştir... Bu gizli yapılanmayı, araştıranların önünü kesen gizli eli herkes biliyor olmasına rağmen sanki olağanmış gibi kabullenildi... İnsanlar ya seslerini kestiler ya da başlarına iş açmamak için yaptıkları araştırmayı bir noktada kestiler.

Türkiye'nin geçmişinde böylesine karanlık bir nokta bulunurken bugün başlatılmış olan Ergenekon soruşturmasına bazlarının şüphe ile bakmasını, "Bu savcılar da kimden ya da nereden güç alıyor?" diye sormalarını yadırgamamak gerekiyor. Bu sebeple de konuyu hiçbir partinin siyasi malzeme yapmaması gerekiyor.

Elbette bu soruşturmanın da Meclis Araştırma Komisyonları gibi sonuna kadar gidilememe ihtimali vardır... Gerçekten Türkiye'nin 24 saatini planlayan bir güç varsa bu güç Ergenekon soruşturmasını da sonuçsuz bırakmak için uğraşacaktır. Bu çabaların sonuçsuz bırakılabilmesi için devlet yönetiminin tepe noktalarında bulunan herkesin işbirliği yapması gerekiyor.

Aksi halde ülkemizdeki sistemin adını demokrasiden "Korku devleti"ne çevirmek gerekir. Çünkü, illegalite kanun dışı çalışmak demektir. Bir diğer ifade ile devlet içindeki bu güçler ellerindeki devlet güç ve imkanını illegal faaliyetleri için kullanıyorlar anlamına gelir ki böyle bir ülkede kimsenin can ve mal güvenliğinden söz edilemez. Hatta, bugün bu illegaliteden yarar sağlayanlar bir süre sonra bu yolda canlarını kaybedebilirler... Ergenekon soruşturması münasebetiyle medyaya yansıya haberlerde bunun örnekleri sergileniyor

Sadık Avundukluoğlu, açıklamalarında komisyon olarak 1995'teki raporlarında devlet içindeki illegal yapılanmaya dikkat çekmiş olduklarını hatırlatarak, "O zaman hazırladığımız raporun ciddiye alınmamasının bugün Türkiye'ye faturası çok ağır oldu" demek suretiyle devlet içindeki illegal yapılanmanın üzerine gidilememesinin daha sonraki yıllarda işlenmiş faili meçhul cinayetlerle de bir bağlantısının olabileceğini ima ediyor.

Avundukluoğlu APO'nun teslimi ve sonrası ile ilgili değerlendirmesinde de şunları söylüyor:

"APO'yu teslim ederken 'asmayacaksınız' dediler. İktidarda DSP vardı ve acilen seçime gidildi. Vatandaş MHP Apo'yu asar diye seçimlerde oy verdi. İktidara geldiği gün MHP Genel Başkanı 'Biz kazandık' demedi 'Ecevit Başbakan' dedi. 'Hükümeti kuracağım' diyebilirdi. Bu çok enteresan.Türkiye'de terörle uğraşanların bu hususları dikkate alması lazım."

Avundukluoğlu bir başka soruya da şu cevabı veriyor:

"30 bin kişinin katilini yargılayacağız dediler ama Apo'yu 30 bin kişinin katili olarak değil, Kürt devleti kurmaya kalkışmaktan yargıladılar. Eğer 30 bin kişinin katili olarak yargılasalardı o zaman iddianamenin başına 30 bin kişinin ismini yazacaklardı. Bu ölenlerin 5 bini asker, korucu, güvenlik görevlisiydi. Onları çıkardığın zaman geriye kalan 25 bin kişi kim? PKK kimi öldürmüş? O zaman Kürt devleti kurmak için çalışan kişi 25 bin Kürt'ü öldürmüş denecekti. Bunu dedirtmediler"

Bütün bunları bilmeyen siyasi parti yöneticinin olduğunu sanmıyorum. Ama yine de devlet içindeki illegal yapılanmanın üzerine gidilmesinde bazı siyasilerin rahatsızlık duymasını anlamakta zorluk çekiyorum.

Abdülkadir Özkan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder