29 Haziran 2009 Pazartesi

MEHMET YILMAZ

2009 yılına 1989 penceresinden bakınca

Time dergisi, kapsamlı bir dosya hazırlamış son sayısında. 20 yıl önce dünyanın farklı coğrafyalarında meydana gelen ve birbiriyle doğrudan ilgisi olmayan hadiselerin günümüz dünyasını nasıl şekillendirdiğini yazmış.
İyi de yapmış.

Bugün hep birlikte idrak ettiğimiz "değişim" dinamiğini anlamak için 1989 yılına odaklanmak çok doğru bir tercih.

Dergi de bunu yapmış zaten.

O günkü hadiseleri bire bir yaşayan gazetecilerin kaleminden 20 yıl önce yaşananları okumak ufuk açıcı hakikaten.

Neler var derginin 'köşe taşı' kabul ettiği gelişmeler arasında?

İlk sırada Soğuk Savaş'ın bittiğini sembolize eden gelişmeler tabii ki...

Berlin Duvarı'nın yıkılması onlardan biri mesela.

Diğeri de Sovyetler Birliği'nin dağılması.

Şüphesiz duvarın yıkılması sadece Soğuk Savaş'ı bitirmedi.

Aynı zamanda iki Almanya'nın birleşmesi ve Varşova Paktı'nın yıkılmasıyla sonuçlanan pek çok gelişmeye de ivme kazandırdı.

Bu dönemde kilit rol oynayan liderlerden biri Mikhail Gorbaçov idi. Hantal komünist devlet yapısını revize etmek için ortaya attığı "Glasnost / Açıklık" ve "Perestroika / Yeniden Yapılanma" politikalarıyla dönemin süper gücü Sovyetler'i parçalayan lider olarak tarihe geçti.

Ardından da Nobel Barış Ödülü'nü aldı.

1989'un önemli olayları sadece bunlarla sınırlı değil elbet.

Çin ordusunun Tiananmen Meydanı'nda gerçekleştirdiği katliam da en az diğerleri kadar önemli.

Biliyorsunuz Çin'deki siyasî ve ekonomik bunalım 1980'lerin sonlarına doğru geniş çaplı halk hareketine dönüştü. Öğrenciler daha fazla demokrasi talebiyle ayaklandı.

Pekin yönetimi, Sovyetler Birliği gibi bir dağılma sürecine girmekten korktuğu için gösterilere izin vermedi. Ancak halk isyan etmişti bir kere. Bunun üzerine sert tedbirler alındı. Tiananmen Meydanı'nda gösteri yapanların üzerine tanklar sürüldü.

Ve...

Ayaklanma kan dökülerek bastırıldı.

Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 41 yıl devam eden ırk ayrımcılığı (Apartheid) politikasını bitiren gelişmeler de 1989'da başladı.

Dönemin devlet başkanları P. W. Botha ve halefi F. W. De Klerk, ırk ayrımcılığına karşı mücadele verdiği için 26 yıl hapishanede tutulan siyahî lider Nelson Mandela ile görüşmeye başladılar.

Sonra...

Önce Mandela serbest bırakıldı. Ardından devlet başkanı olmasının önü açıldı.

İki yıl içinde de ırk ayrımcılığı politikası tarihe gömüldü.

Time'ın derlediği "seçki" arasında Vietnam ordusunun Kamboçya'yı terk etmesi de var, bugün vazgeçilmez hale gelen internetin 'www' ve 'html' düzenine geçişinin hikâyesi de...

Bunlar arasında en dramatik olanı da Filistinli Abdullah Azzam'a 23 Kasım 1989 tarihinde düzenlenen suikast galiba.

1979'da Afganistan'ı işgal eden Sovyetler'e karşı savaşan Azzam'ı Peşaver'de kimin katlettiği bir muamma. Ama...

Onun ölümüyle Afganistan ve Pakistan hattında çok şeyin değiştiği muhakkak.

Sovyet askerlerinin çekilmesinden sonra Afganistan'da iç savaşın başlamasını; ardından El Kaide'nin ve Taliban'ın ortaya çıktığını zikretmek kâfidir sanırım.

Aynı dönemde Türkiye'de de bu hadiselere paralel gelişmeler oldu aslında. Ancak...

Dünya ölçeğinde görmediği için herhalde, onları zikretmiyor Time.

Kendi açısından haklı olabilir.

Peki...

20 yıl sonra 2009'u anlatırken bu kez Türkiye'den bahseder mi acaba?

Bence edebilir.

Çünkü...

Önemli gelişmeler yaşanıyor Türkiye'de.

Ya sizce?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder