2 Temmuz 2009 Perşembe

SEYFETTİN GÜRSEL

Çıkış hızlı olabilir

Yılın ilk üç ayında ekonomik daralma, en kötümserleri bile yaya bıraktı. Ekonomi geçen yıla kıyasla yüzde 13,8 oranında küçüldü. Şahsen yüzde 11'e yakın bir küçülme bekliyordum. Gerçekleşme, tahminimin neredeyse 3 puan üzerinde oldu. 2008'in son çeyreğinin tahmininde olduğu gibi bu kez de firmaların stok boşaltmalarının şiddetini yeterince tahmin edemedim. Küçülmenin yarısı stoklardaki erimeden kaynaklanıyor. Bu özellik sayesinde çıkış da beklenenden hızlı olabilir.
Yüzde 13,8 oranındaki küçülmenin tarihsel bir rekor olduğunu tüm yorumlarda okuyacaksınız. Bu şiddette bir küçülme aynı zamanda Türkiye'yi küresel krizden en çok etkilenen ülkelerin ilk sıralarına yerleştiriyor. Banka sisteminin sağlamlığı ile övünen Türkiye'de bu şiddette küçülme gerçekten şaşırtıcı. Küçülmenin kaynaklarına yakından bakalım.
Küçülmede en büyük pay özel yatırımların. Yıllık azalış yüzde 36'yı buluyor ve GSYH'nin 8.3 puan düşmesine neden oluyor. Kapasite kullanım oranındaki büyük gerilemeye bağlı olarak yatırımlarda muazzam bir düşüş var. Küçülmenin ikinci sorumlusu stok değişimi. Küçülmeye katkısı 7.1 puan. Firmaların stoklarını boşaltma eğilimi krizle birlikte geçen sonbaharda başlamıştı. Krizin küresel olması ve uzun süreceği beklentisi firmaları radikal bir stok politikasına yöneltmiş durumda: Adeta "sıfır stok" politikası izliyorlar. Talep düşerken firmaların olan talebi de bir ölçüde mevcut stoklardan karşılamaya kalkışmaları üretimde muazzam bir düşüşe neden olmuş durumda. GSYH'yi peşinden sürükleyen sanayi üretiminin neden bu kadar gerilediği şimdi daha iyi anlaşılıyor. Özel tüketim de yüzde 9,2 oranında gerilemiş. Küçülmeye katkısı 6.6 puan. Dayanıklı tüketim malları talebindeki çöküş gerilemede önemli rol oynamış.
GSYH'ye pozitif katkı yapan en büyük kalem, 2008'in 4. çeyreğinde olduğu gibi, net ihracat. Mal ve hizmet ihracatı bir yıl öncesine kıyasla yüzde 2,9 oranında düşerken ithalat yüzde 9,9 düşüyor. Dolayısıyla GSYH'ye pozitif katkı yapıyor. Net etki 7 puan. Devletin büyümeye katkısı toplamda 1.1 puan. Topladığınız zaman büyüme eksi yüzde 13,8 çıkıyor. Gerçekten çarpıcı bir rakam. Şimdi soru şu: Bu şiddetli daralmanın etkileri neler olacak?
Akla gelen ilk etki, IMF konusunda hükümetin elinin zorlanabileceği. Ancak unutmayalım bu küçülme geçmişte kaldı. Bugün nispeten iyimser bir hava var. 2. çeyrekte küçülmenin durduğuna dair işaretler mevcut. Hükümet IMF'siz yola devam etme kararlılığını sürdürebilir. Ama yine de IMF'siz güven sorununun nasıl aşılacağı sorusu ortada duruyor. Bu sorun aşılmadan iç talepte güçlü ve kalıcı bir canlanma beklemek hayal.
Buna karşılık güven sorunu aşıldığı takdirde durgunluktan nispeten hızlı bir çıkış mümkün. Stoklarda bu ölçüde bir erime olmasaydı GSYH'de gerileme yüzde 7 civarında olacaktı. Bu yılın son üç ayına gelindiğinde firmaların artık boşaltacakları stokları olmayacak. Küresel krizin seyrine bağlı olarak yeniden stok oluşturmaya başlamaları mümkün. Bu durumda stok değişimi büyümeye az da olsa pozitif katkı yapmaya başlayabilir. Yatırımlarda da baz etkisiyle küçülme hemen hemen duracaktır. Eğer hükümet ortaya koyacağı mali perspektif ve reform politikaları ile güveni tesis edebilirse özel tüketimde artış beklenmelidir. Bu koşullarda pozitif büyümeye yılın son çeyreğinde yeniden kavuşabiliriz. Bunun için net ihracatın az da olsa pozitif katkı yapmaya devam etmesi gerekiyor.
Bu ancak ihracatta bir hamle ile mümkün. Dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz. Türkiye'nin ihtiyacı olan büyümeyi hem kısa hem uzun vadede ihracatı ithalattan daha hızlı artırarak başarabileceğiz. Bunun için de bütüncül bir yaklaşım gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder