17 Mayıs 2009 Pazar

Gençlik elden gidiyor

SON cumayı Eyüp Sultan civarında Akarçeşme mahallesindeki Zal Mahmud Paşa Camii'nde kıldım.Yarım saat önce gitmiştim, namazdan önce küçük bir kahvede çay içtim, sokaktan gelip geçenlere baktım. Dar sokak kız erkek öğrencilerle doluydu. Yirmi beş dakika boyunca önümden bir sinema şeridi gibi kafile kafile aktılar. Dehşetle irkildim. Kız olsun, erkek olsun öğrencilerin kıyafetlerini, yürüyüşlerini, gülüşmelerini, konuşmalarını, hal ve harekatını hiç mi hiç beğenmedim.

Kahveciye sordum: "Bunların bu halleri nedir?.." O da beğenmiyordu. "Bazen kızların kendi aralarında konuşmalarını duyuyorum, erkeklerden daha galiz ve çirkin lâflar ediyorlar" dedi.

Liseli bir kız öğrenci nasıl olmalı? Tek cümleyle, "Küçük hanımefendi olmalı..."

Müslüman bir kızın en büyük iki süsü iffet ve hayâdır.

Öğrenci kızlar mini etekliydi.

Birkaçına baktım, okuldan çıktıktan sonra başlarını örtmüşlerdi. Başörtülerini, hallerini, yine beğenmedim. Başını örtmekle iş bitmiyor.

Liseli kızlar küçük hanımefendi, erkekler küçük bey olmalıdır.

Yırtıklık, farfaracılık, hafifmeşreblik, ağzı bozukluk, çapaçulluk liseli gençlere yakışmaz.

Bazı eğitimciler geleneksel millî kültüre sanki savaş açmıştır.

Karma okullar gençliği bitirdi.

Lise ve kolejlerde gençliğe üç şey kazandırılır:

1. Bilgi ve kültür.

2. Ahlâk ve karakter.

3. Estetik ve sanat kültürü.

Böylece vasıflı, güçlü, üstün Türkiyeliler yetiştirilir.

Liseli kızların mini etek giymesi yanlıştır.

Başı testere ile kesilerek feci şekilde hayatına kıyılan 17 yaşındaki kızdan ibret almalıyız.

Laik Fransa'da Katoliklerin Katolik liseleri açmasına nasıl izin veriliyorsa, bizde de Müslümanların İslâm Liseleri açmasına izin verilmelidir.

Bugünkü halleriyle Müslümanlar İslâm liseleri açabilir mi? Maalesef açamaz. Çünkü böyle bir şey şehir kültürüyle, medeniyetle, eğitim ve pedagoji sahasında çağ seviyesinde, hattâ ondan da üstün olmakla mümkündür.

Vaktiyle, İkinciDünyaSavaşı'ndan önce Yugoslavya'da Müslüman kızlar için dinî bir okul varmış. Rahmetli Profesör üstad TayyipOkiç iftiharla anlatırdı. Gerçekten İslâm okuluymuş.

HalideEdib Adıvar, SultanAbdülhamid zamanında Üsküdar Amerikan kız kolejinde okumuştu. Henüz öğrenci iken, İngilizceden "Mader/Anne" adıyla bir kitap tercüme etmişti. O zaman lise kızları çarşaflı ve peçeliydi. Halide Edip daha sonra MillîMücadele'ye katılmış, çarşafıyla cepheye gitmiş, "Halide Onbaşı" unvanını almıştı. Atatürk ile bozuştuktan sonra yurt dışına gitmiş, İngiltere ve Amerika'da İngilizce kitaplar yazmış, üniversitelerde İngilizce ders vererek profesörlük yapmıştı.

Müslümanlara sesleniyorum: Kızlarınızı mini etekli olarak okutmayınız. Kız ve erkek çocuklarınızın iffetli, hayalı, terbiyeli, küçük hanımefendi, küçük beyefendi olmaları için neler yapılması gerekiyorsa onları yapınız.

Çocuklarınızı kontrol altında tutunuz.

Gençliğini iyi, vasıflı, bilgili, kültürlü, ahlâklı, karakterli yetiştiremeyen bir toplum batmaya mahkûmdur.

Benim kızım maşaallah turp gibi, başı testere ile kesilmedi demeyiniz. Başları yerinde ama ruhları testereyle biçiliyor...

M.Şevket Eygi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder