17 Mayıs 2009 Pazar

Kafanızı kumdan çıkarın

İşsizlik başa bela! Hem de öyle bela ki; ekonomik önlemler ile çözülecek gibi değil. Türkiye tarihinin en ağır krizlerinden birini 2001'de yaşarken bile işsizlik bugünkü oranlara tırmanmamıştı.

Bugün neden işsizlik oranı rakamsal olarak sürekli tırmanıyor? Kısa vadede iki ana nedeni var: Birinci neden küresel ekonomik kriz. İkinci neden ise işsizliğin aylık değerlendirilmesinden kaynaklanan hatalı sanal oranların yanıltmasıdır.

Birinci nedeni açalım. Küresel ekonomik kriz ülkemizde işsizliği nereye taşıyor? Türkiye yıllık işsizlik oranında 2007 yılını yüzde 10,3 ile kapattı. Küresel krizin etkisini gösterdiği 2008 yılında ise işsizlik yıllık bazda yüzde 11,0'e çıktı.

Oran olarak dünyada üst seviyelerdeyiz. Evet, ama bir başka gerçek daha var. Türkiye ekonominin en canlı olduğu yıllarda da işsizlikte liderliğe oynayan bir ülkeydi. Yani biz işsizlik oranımızı yıllık bazda 10,3'den 11,0'e taşırken birçok ülke yüzde 3-5 işsizlik aralığından yüzde 8-10 aralığına yükseldi. Sizce işsizlik patlaması nerede daha fazla?

Burada işsizlik sorununu hafife almak gibi hiçbir niyetim yok. Sadece işsizlikte gerçek sorunun nereden kaynaklandığını belirtmek istiyorum.

Türkiye aylık işsizlik oranları ile Şubat ayında yüzde 16,1 ile zirveye ulaştı. Ama bu oran aylık bir orandır ve düzeltilmesi gerekiyor.

-Örneğin yılın yarısında oturup diğer yarısında tarlada çalışanların hesaba katılması gerekiyor. -Örneğin inşaat işlerinde çalışanlardaki artışın hesaba katılması gerekiyor.

-Örneğin turizm tesislerinde sadece yaz aylarında çalışanların hesaba katılması gerekiyor.

Örnekleri artırmanın epeyce yolu var. Burada önemli olan yıllık işsizlik oranıdır. Veya aylık oranların mevsimsel etkilerden arındırılarak düzeltilmesidir. Geçmiş yıllara baktığımızda Şubat'ta aylık bazda işsizliğin en yükseğe çıktığı görülür. Yani sadece mevsimsel özellik etkisi ile zaten Mart ayında işsizlik bir düşüş yaşayacaktır.

İşsizliği düşürecek bir ikinci adım ise Mart ayında başlayan ekonomideki kıpırtıların yansıması olacaktır. Açıkçası çok keskin olmamakla beraber bu yıl bir daha yüzde 16,0'nın üzerinin görülmesini beklemiyorum.

İşsizlikte gelecek aylardaki bu kıpırtılar bizi sevindiremez. Türkiye'nin işsizliğinin ana gövdesi ekonomik değildir. Bunu artık hepimiz görelim. Herkes bilsin. Herkes elini taşın altına koysun. Bu sorun Türk halkının temel sorunudur.

TÜRKİYE'DE İŞSİZLİĞİN ANA GÖVDESİ YAPILSADIR.

Bugün genç işsizlerimiz neden çok fazla? Neden mühendislerle dolu toplumda ekonomide sorun yokken bile işsizlik yüzde 10'larda geziyordu? Neden birkaç dil bilenler işsiz kalıyor?

Ben daha net söyleyeyim. Türkiye'nin 2009 yılında ortalama işsizlik oranı yüzde 12,0 ila yüzde 14,0 arasında bir yerde oluşur. İşsizliğin 10,0 puanlık kısmını hiçbir ekonomik önlem çözemez. Bu ana gövde Milli Eğitim Bakanlığı'nın, YÖK'ün veya bir başka deyişle 28 Şubat ile bu ülkeye dayatılan fakirliğin çözümü ile mümkündür. Ekonomiyi yönetenlerin çözeceği işsizlik oranı işte bu 10,0 puanın üzerindeki kısımdır. Belki 2,0 belki de 4,0 puanlık kısım.

Şubat ayının sanal rekor rakamları ile felaket tellallığı yapmak yerine, artık işsizliğin gerçek çözüm yollarını konuşma zamanı gelmedi mi?

İşsizlik hükümetin olduğundan daha çok devletin sorunudur. Ve çözüm bekliyor.

İbrahim Kahveci

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder