10 Mart 2009 Salı

İspiyoncu kadınlar, Clinton'un cevabından utanmalılar!

Dört kadın...Belli ki, Türkiye'nin ciddi bir bir kanalını birazcık lightlaştırma işlevi gören bir program olsun diye oradalar.

Nasıl olduysa bunlar Türkiye'ye gelen ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'u programlarına çıkarma şerefine nail oldular.

Tabii böyle bir fırsat kaçar mı? Dünyanın en güçlü kadınına soru sorma fırsatı bulunca elbette "İrtica"yı soracaksın.

Aysun Kayacı'yı ayırıyorum. O konu mankeni olarak orda bulunuyor. Ve eminim diğer üçünden daha zeki ama oradaki rolü "sarışın aptalı" oynamak olduğu için zekasına rağmen ötekilerden geri kalıyor. Çiğdem Anad zaten "rakı içmeyen adamla çıkmayan" cinsten biri. Pınar Kür ile birlikte "ciddi bir bağnazlığı" temsil ediyorlar.

Müjde Ar, programın seksapelini artırsın diye orada. Çiğdem Anad ve Pınar Kür'ün iticiliği yanında ilerleyen yaşına rağmen hâlâ güzelliği muhafaza ediyor Müjde Ar. O kayda değer bir sosyal demokrat. Bu yüzden diğer ikisine uvertür olmasınaüzülmüyor değilim. Şimdi... Bu dört kadın Hillary Clinton'a "Haydi Gel Bizimle Ol" demişler. O da gelmiş...

Bu dört kadından ikisi... En suratsız olanları bu çağda hâlâ ideolojik bağnazlıkla program yapmayı sürdürme peşindeler.

Fırsat ayaklarına gelmişken Türkiye'yi Amerika'ya şikayet etme yarışındalar Daha Bayan Clinton koltuğuna oturur oturmaz sorulan soru "irtica" hakkında oldu. Bu kadınların köprülerin altından çok sular aktığını bilmesi, irticayı Amerika'ya ispiyonlama devrinin geçtiğinin farkında olması gerekirdi.

Ama öyle değilmiş. Hillary koltuğuna oturur oturmaz Türkiye'yi gammazlayan sorularla karşılaştı. "Rakı içmeyen adamlarla çıkmam abi" modundan elbette "irtica sorusu" çıkar:

"Son 7 yılda özellikle AKP iktidarıyla Türkiye nasıl değişti. Gözleminiz ne? Özellikle bazı Amerikalı siyasetçilerin düşündüğü gibi Ilımlı İslam Cumhuriyeti kurulması yolunda mı ilerliyor Türkiye yoksa başka yolda mı?"

Bak bak bak...

Soruya bak! Soruya bak ihaneti gör! Derisi kırış kırış olduğu halde hâlâ çatalını gösteren kıyafetler giyen ötekisi de benzeri bir soru soruyor:

"Bundan 50 yıl kadar önce oradaki kadınların seçecekleri meslekler sınırlıydı. Sekreter, hemşire, manken, hostes gibi. Ama son 50 yılda büyük ilerleme oldu. Şimdi artık Amerika'da kadınlar çok ön plandalar, çok iyi işler yapıyorlardı. Az daha başkan olacaktı. Türkiye'de ise maalesef tam tersi oldu. Son yıllarda kadınların toplum içindeki yerleri çok geriledi. Gittikçe geri plana itiliyoruz. Ve şey diyoruz 'sesimizin kesilmesi isteniyor' Bu tersine dönmüş olayı siz kendi tecrübelerinizden yola çıkarak biraz bize önerilerde bulunabilir misiniz?"

Tabii, Bayan Clinton siz yıllardır irtica hayalleri ile yaşayan kızlara önerilerde bulunmak için Türkiye'ye geldi.

Soruları aynen yazıyorum ki zihniyet iyice anlaşılsın. Bu sorular Türkiye'nin ciddi bir kanalında siyaseten Dünya'nın en güçlü kadınına soruluyor. Bayan Clinton'dan beklenen cevap tabii ki gelmedi.

Ne yazık!

Amerikan Dışişleri Bakanı Çiğdem Anad ve Pınar Kür gibi düşünmüyor.

"Türkiye'nin demokrasisini sürekli geliştiren bölgesinde çok önemli ve lider bir ülkedir".

N'oldi hanımlar, renginiz soldi...

Cevabı beğenmediniz mi? Hanımlar, Karşınızdaki Amerikan Dışişleri Bakanı...

Saçma devri geçmiş ideolojik sorularınıza sizin beklediğiniz kalıpta cevapları verecek kadar aptal birisi değil herhalde.

Bu gibi üst düzey misafirleri programınıza çıkarmadan önce NTV Siyaset Danışmanı Ruşen Çakır'a "Üstad hangi konulara girelim, neler soralım" diye bir ön görüşme yapmanız gerekirdi?

Eğer ona danışmış olsaydınız, böyle rezil bir duruma düşmezdiniz. Başta da dediğim gibi, Türkiye artık neAmerika'ya ne de başka ülkelere irtica ispiyonları yapılarak yönlendirilecek bir ülke olmaktan çoktan çıktı. Bunu size Bayan Clinton'un öğretmiş olması da ilginç bir ironi oldu.

Nuh Gönültaş

1 yorum:

  1. Müjde Ar'ı beğenenler var hala demek ki nası bi zevktir bu :)

    MKO

    YanıtlaSil