10 Temmuz 2009 Cuma

AHMET KEKEÇ

Bu yasa Baykal’ı bitirecek

Deniz Baykal kusura bakmasın, 2011’den sonra kendisini aramızda göremeyeceğiz.

İster avukatlık yaparak hayatını kazanır, (çünkü, siyaset yasağı olarak kendisine dönen 12 Eylül’ün yoksunluk günlerinde ‘avukatlık yaparak ayakta durmaya çalıştığını’ söylemiş, bu ‘ayakta durma’ çabasının sonucu olarak epey mal ve para biriktirmişti), ister kazandıklarını harcar, ister anılarını yazar, ister memleketi Antalya’da bol bol denize girer, ister ‘akil adam’ sıfatıyla genç Deniz Baykal’lara yol gösterir...

İsterse resim sanatına gönlünü kaptırır...

Bol alternatifli bir emeklilik hayatı kendisini bekliyor.

Baykal’ın niçin aramızda olmayacağını izah etmeden önce, uzunca bir alıntı yapmak istiyorum.

Haluk Özdalga anlatıyor: ‘CHP Lideri Deniz Baykal’a meydan okuyorum: Yüreğin yetiyorsa, kendine güveniyorsan, bu yasayı iptal için Anayasa Mahkemesine git! Ben de senin ve CHP’nin peşinden kaçtığınız yere kadar gideceğim. Milletimizin önünde, Avrupa’da, Sosyalist Enternasyonal’de ve başka her zeminde sizi teşhir edeceğim. Darbeci askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını engellemeye çalışan, demokrasi karşıtı arsız bir siyaseti savunduğunuz bütün dünya tarafından bir kez daha görülecek. Türk milleti ve demokrasiye bağlı tüm halkların gözünde küçük düşeceksiniz, mahkûm edileceksiniz ve aşağılanacaksınız. Hodri meydan!’

Özdalga ‘temenni’ ediyor ama, bunlar olacak.

Millet, ‘12 Eylül’cüleri ve bütün darbecileri yargılayalım’ diyen, sanki bunları kendisi dememiş gibi, darbecilerin sivil mahkemelerde yargılanmasına imkán tanıyan yasaya ‘bodoslamadan’ karşı çıkan Baykal’a notunu verdi.

Bunu sandığa da yansıtacak.

Muhalefet avantajıyla girdiği bütün seçimleri kaybeden, ‘oy artışı’ kaydetmesi beklenirken, kemik seçmeni muhafazada güçlük çeken Baykal’a parti içinden de itiraz sesleri yükselecek...

Bu itirazların, CHP’yi var eden devletin seçkinleri tarafından da paylaşıldığını belirtmeye gerek var mı?

Bundan sonra en çok, ‘Bu iş Baykal’la olmuyor’ sözünü duyacağız.

Dolayısıyla, Baykal’a yol görünecek.

Ne olduğunu henüz tam çözemediğimiz o ‘olması gereken iş’ ise başka bir mutemete ihale edilecek.

Önümüzdeki yıllarda, ‘CHP-Sosyalist Enternasyonal’ ilişkilerinde de görülebilir bir daralma yaşanacak.

Parti, bir süredir örgüt tarafından izleniyor.

Baykal, mahut ‘geceyarısı yasası’nı Anayasa Mahkemesi’ne götürürse iki şey olacak: Sosyalist Enternasyonal ya partiyi örgütten atacak, ya da ilişkileri sıfır düzeyine indirecek.

Bunlar olacak.

Mahut yasa, sadece demokrasimizin istikametini değil, Baykal’ın siyasi geleceğini de belirleyecek.

Kesin olan bir şey varsa, o da şu:

Devletlu, bir sonraki seçime Baykal’la girmek istemiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder