9 Temmuz 2009 Perşembe

GÜNERİ CIVAOĞLU

Başı açık iki gelin

İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a başı örtülü olmayan bir gelin geldi.
Ailenin tüm hanımlarının örtülü olmasına karşın, oğul Topbaş’ın bu tercihi, Türkiye’deki liberal oluşumun bir işareti gibi algılanabilir.
Ama daha da ilginç olanı, iktidar partisindeki tutucu kararı temsil eden Bülent Arınç’a da başı kapalı olmayan gelin adayı...
Daha bir hafta önce kaygı duyuyordum...
Endonezya’daki seçim kampanyalarına ilk kez lider eşlerinin afişleri de dahil olmuştu. Başı örtülü olan eşlerin posterleri bilboard’larda yer alıyor, duvarlara yapıştırılıyordu.
Başı örtülü eş posterleri, liderin referans gösterdiği bir siyaset çizgisinin yansımasıydı.
“Türkiye Endonezya olur mu?” soruları beyinlerimizin kaygı çengellerinde sallanırken, Endonezya’daki bu son örnek, doğrusu tehlike çağırışımı yapıyordu.
O nedenle, Kadir Topbaş ve Bülent Arınç’a başı açık gelinler “yok canım Türkiye’de olmaz” dedirtti. Umarım bu örneklerin çoğalması Türkiye’de birbirini anlamaya ve özgürlük kültürüne önemli katkılarda bulunacaktır.
Bu arada Ahmet Hakan iktidar partisine yakın bir gazete sütununa dikkati çekmekte. Orada şöyle satırlar yer almış:
İnançlı kesimin kadınları başları örtülü olduğu için zaten üniversiteye alınmıyorlar. Kamu kuruluşlarında da aynı nedenle çalışamıyorlar.
Sadece İslami zihniyet ağırlıklı patronların küçük işletmelerinde çok düşük ücretlerle iş bulabiliyorlar.
Onlar için yaşamda güvence, inançlı bir erkekle evlenmek, evinin kadını olmak, çocuk yapmak ve onları en iyi şekilde yetiştirmek.
Ne var ki...
İnançlı erkekler de başı açık kadınlarla evlenirse, örtülü bacılarımızı kim alacak?
Sorarım... Burada ayrımcılığı, ötekileştirmeyi, dayatmayı kim yapıyor...
Böyle bir ayrımın, “Türk - Kürt, Sünni - Alevi, beyaz - siyahla evlenmesin” zihniyetinden ne farkı var?
Tam tersine, bu karışım, bu bütünleşme, bu anlayış kültürü yaygınlaşmalı.
Zaten Türkiye insanı bu sentezi yüzyıllardır yaşıyor. Sünniyle evlenen Aleviler, Kürtlerle evlenen Türkler, onların çocukları, torunları Türkiye mozaiğini resmeden, bütünlüğü sağlayan bir gerçektir.
“Örtünmek-başı açıklık” sentezi de yaşanacaktır.
BİR BOŞANMA DAVASI
BUGÜNKÜ Milliyet’in birinci sayfasında Bill Gates’in Batman’a Microsoft jesti yansıtılıyor.
Bu bağlamda bir anekdot anlatayım:
Bill Gates ve eşi mahkeme kararıyla boşanırlar. Şikâyetçi olan ve boşanmak isteyen bayan Gates’tir.
Hâkime şöyle der.
“Hem micro (küçük) hem de soft (yumuşak) mutlu olamıyorum” der.
Hâkim de bu şikâyeti haklı bulur ve boşanma kararı verir.
Tabii bu sadece bir espri. Gerçekle uzak yakın bir ilgisi yok.
Onlar mutlu bir çift.

Dâhinin dünyası
BATMAN’A dönelim... Dünyanın bu en zengin adamı Bill Gates’in sosyal sorumluluk projelerine odaklı yaşamı bir örnektir.
İsmi ve kurucusu olduğu iletişim imparatorluğu için olumlu imaj çizmekte ve bu da ürünleri için tercih nedeni olmakta.
Küresel ekonomide “sosyal sorumluluk” tüketiciyi etkileyen çok önemli bir boyut.
Örneğin, spor sanayiinde Nike firması dünyanın en büyüklerindendir ama yıllar önce “üretimini yaptırdığı yoksul Uzakdoğu Asya ülkelerinde işçilerin çok kötü şartlarda çalıştırıldığı hatta çocuk işçilerin de istihdam edildiği” yolundaki haberler üzerine Amerika’da büyük bir tepki dalgası oluşmuştu.
Amerika’da Nike ürünlerini almamak gibi bir rüzgâr esti.
Nike bunun üzerine fason imalat yaptırdığı Uzakdoğu Asya ülkelerindeki taşeron firmalarla, “üretimde insan haklarına uyumlu koşulların sağlanması ve kesinlikle çocuk işçi çalıştırılmaması” hükmünü içeren anlaşmalar imzaladı. Bu taşeron firmalara sık sık denetim yaptı.
Kültürel alanda önemli sosyal sorumluluk projelerini finanse etti.
Hatta Nike kullananlar arasından gruplar oluşturarak onları Roma’daki Vatikan’a götürdü.
“Yoksa günah mı çıkarıyor” yolundaki nükteler bir yana, Nike tüketici dünyasındaki itibarını yeniden kazandı.
Hâlâ en büyüklerden biri.
Bill Gates’in Batman jesti de hiç kuşkusuz Türkiye toplumunda “sempati” oluşturacaktır ve bu Türkiye’deki satışını yükseltebilir.
Kısacası, sosyal sorumluluk projeleri bile dönüşü olan yatırımlardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder