7 Temmuz 2009 Salı

GÜNERİ CIVAOĞLU

Çin 2020 - Kâğıt kaplan

ÇİN karıştı. Belki de bu daha sonra yanacak ateşlerden ilki...
Sorunu sadece Uygur coğrafyası olarak görmek dar açılı bakış olur.
George FRIEDMAN, “GELECEK 100 YIL - 21. Yüzyıl İçin Öngörüler” adlı kitabında Çin için şöyle yazıyor:
“Ben Çin’in gelecekte büyük bir dünya gücü olacağı görüşüne katılmıyorum. Çin, belki birliğini (bütünlüğünü) bile yitirebilir.”

Çin kumarı
FRIEDMAN’dan bazı satırlar ve özet öngörüler yansıtayım:
Çin, küresel en büyük olamaz. Buna coğrafyası izin vermez. Bu ülkeyi kuşatan coğrafya engelleri Çin’e karadan girilmesine olanak vermez.
Ama... Aynı engeller Çin’in kendi doğal sınırlarını aşarak büyümesine de olanak vermez.
Çin, okyanusa açıktır fakat donanması zayıftır. ABD ve diğer Batı büyüklerinin donanma gücüne yaklaşması bile söz konusu değil.
Hatta Tayvan’ı bile deniz yoluyla dize getiremez.
Tayvan Boğazı’nda sıkışır kalır.
O halde kendi coğrafyasıyla yetinmek zorundadır.
Bu durumda ekonomi önem kazanıyor.
Mao’dan sonra Çin, büyük kumar oynadı.
Maliyet faktörü olmaksızın çok düşük fiyatlarla ihracata dönük büyümeyi denedi.
İhracat deniz yoluyla yapıldığı için Çin’in kıyı nüfusu zenginleşti.
2000 km içerilerden başlayarak halk hâlâ çok yoksul.
Bu ikili yapı, önemli bir fay kırığı...
İçeridekiler kıyılardan daha fazla vergi alınmasını ve kendilerine yöneltilecek kaynaklar yaratılmasını istiyor.
Kıyıdakiler ise onların durumlarını takmıyor bile...
Çoğu, Amerika’nın şirketleriyle ortak olduğu için kazançlarını o yönde değerlendiriyor.
Bu öylesine bir ikilemdir ki, Çin devrimini de Mao, zengin kıyı şeridinde başlatmaya kalkmıştı. Başaramamıştı.
Bunun üzerine içerilere geçmiş, yoksul köylülerle birlikte büyük yürüyüşü yapmıştı.
Kıyı kentlerini ele geçirmişti.
Bu ikilem şimdi de var.
Ayrıca... Başta Uygur coğrafyası olmak üzere, başka “ayrılıkçı” etnisiteler sosyoekonomik fay kırığına olumsuz enerji yükleyip depremler yaratmayı hedefliyorlar.
“Çin kumarı” 10 yıldır tuttu.

İdeoloji değil, para modeli
NE var ki... Amerika ve Avrupa’daki krizle birlikte ihracat düştü, büyüme fren yaptı, ülkeyi ekonomik zenginleşme ile bütün halinde tutma kumarı üzerinde soru işaretleri oluştu.
Önümüzdeki yıllarda Çin’in daha da zorlanacağı söylenebilir.
Çünkü... Çin’in sorunu temelde siyasidir. Hem kapitalist, hem komünist deve mi, kuş mu belli olmayan modeli ideolojiyle değil, para gücüyle ayakta durmaktadır.
Dünya krizi o nedenle Çin’i fena halde sallıyor.
Ekonomik durgunluk sürerken Çin, geleneksel bölgelere ayrılabilir.
Merkezi hükümet zayıflar, kontrol gücünü büyük ölçüde kaybeder.
Çin için bu senaryo mantıklı görünüyor.
Ve... Zengin tabakanın, yabancı yatırımcıların yararınadır. (Böyle bir durumda, yanan ateşleri, başta ABD olmak üzere Batı kapitali körükleyecektir. G.C.)


HUKUK / ARAPSAÇI

MECLİS’te son dakika golüyle yapılan yasa değişikliği tartışılıyor.
CHP’liler itirazları oynuyor: “Sabaha karşı uyutulduk...”
Bu söylem bana Kazakistan’da Türk mimar ve Türk müteahhidinin yaptığı stadyumun (Astana izlenimlerimi ayrıca yazacağım) açılışı bağlamında Fatih Terim’in sözlerini hatırlattı:
Son dakika golünü yiyenler ağlaşırlar.
Öte yandan... Son dakika golünü atan takım için de “şanslı/ballı” yorumunu yaparlar.
Oysa ben futbolcularıma şöyle derim:
“Son dakika golünün diğer gollerle hiçbir farkı yoktur.
Diğer goller gibi son dakika golü de skor levhasını değiştiriyor mu?
Değiştiriyor.
O halde hepsi aynı.
Gol goldür, fark yoktur.
Uyanık olacaksınız, hakem bitiş düdüğünü çalıncaya kadar gol yemeyeceksiniz.
Ayrıca... Son dakika dediğin çok uzun süredir. 1 dakika sürede en az 3 gollük akın yapılabilir. Bir akın, 10-15 saniyedir.
Uzun topla 5 saniyede rakip 18 içinde gol şansı yakalanabilir.”
Yani son dakika önemlidir.
Fatih Hoca’dan CHP’nin alacağı ders var. Futbolcu kökenli Recep Tayyip Erdoğan son dakika gollerini seviyor.
Üstelik bu son dakika golünde CHP kaleciydi... Kale ise Türkiye yargı sistemi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder