9 Temmuz 2009 Perşembe

SEYFETTİN GÜRSEL

Geleceği düşünmek (2)

"Geleceği düşünmek" dizisine devam ediyorum. İlk yazıda genel bir panorama çizmeye çalıştım. 2030'larda karmaşık bir dünyanın oluşacağını savundum. Bu karmaşıklık ülkeler arasında meydana gelecek büyük ayrışmadan kaynaklanacak. Beş büyük blokun temayüz edeceğini düşünüyorum. Aslında bu bloklar oluşmaya başladı bile:
1-Teknolojik ilerlemeciler (ABD ve izleyicileri)
2-Doğal kaynak rantçıları (Kısaca petrolcüler)
3-Rekabetçi mal üreticileri (Cari fazla veren yükselenler)
4-Tüketici mal üreticileri (Cari açık veren yükselenler)
5-Marjinalleşenler (Dünya arenasında esamesi okunmayacak olanlar)
Hemen belirteyim. Bu bloklar türdeş ülkelerden oluşmayacaklar. İçlerinde de önemli ayrışmalar olacak. Bu ikinci düzey ayrışmaları ve sonuçlarını ilerleyen yazılarda blokları incelerken irdeleyeceğim. Önce "büyük ayrışma" adını verdiğim bu bloklaşmayı doğuran temel dinamiklere bir göz atalım.
Önümüzdeki yıllarda iki temel ekonomik dinamik dünyanın yeniden yapılanmasında belirleyici rol oynayacak. Birinci dinamiğe "nispi fiyat devrimi" adını veriyorum. İkinci dinamiği de nüfus hareketleri oluşturuyor. Nispi fiyat devrimi yaklaşık on yıl önce başladı. Küresel krizle birlikte geçici olarak duruldu. Kriz sonrasında şiddetlenerek yoluna devam edecek. Son on yılda enerji ve emtia fiyatları mal fiyatlarına kıyasla nispi olarak belirgin ölçüde daha hızlı arttı. Petrol fiyatları son birkaç yıl içinde reel olarak 1970'lerin sonundaki 2. petrol şokunun reel düzeyini yakaladılar ve geçtiler. Kriz öncesinde petrol bir ara 100 dolar civarından 140 dolara fırladı. Spekülatif artış bir yana, burada önemli olan, enerji fiyatlarının önlenemez yükselişinin başlamış olmasıdır. Uzun vadeli projeksiyonlar petrolün varilinin 200 doları (bugünkü dolarla) kolaylıkla geçeceğini gösteriyor.
Buna karşılık sanayi mallarının fiyatları ortalama enflasyonun çok altında kaldı. Diğer ifadeyle bir birim enerji satın almak için gereken mal adedi birkaç birime çıktı. Sanayi ucuzluğunu iki etken yarattı. Başta Çin olmak üzere Asya'nın tarımda hapis olan ucuz emeğinin devreye girmesi, bir de teknolojik ilerlemenin, özellikle enformasyon devriminin sağladığı verim artışlarının kolaylıkla mal üreticilerine yansıması.
Nispi fiyat devriminin kaynağı, başta Çin ve Hindistan olmak üzere, Brezilya, Endonezya, Meksika, Vietnam, Türkiye gibi büyük nüfuslu gelişmekte olan ülkelerin yüksek büyüme hızları yakalamış olmalarıdır. Her ne kadar kimse büyüme hızında Çin ile yarışamasa da Hindistan, Brezilya gibi kimilerinin ortalama büyüme hızları nispeten düşük kalsa da cesametleri, özellikle de 3 milyarlık Çin ve Hindistan'ın cesameti doğal kaynaklar üzerinde giderek büyüyen bir talep baskısı oluşturdu. Bu baskı enerji ve emtia fiyatlarını uzun dönemli bir artış trendine soktu. Ekonomik konjonktüre ve yatırım döngülerine bağlı olarak fiyatlar dalgalansa da kalıcı eğilim artış yönünde ve fiyat artışı giderek şiddetlenecek.
Artış şiddetlenecek çünkü büyüme devam edecek. Büyüme devam edecek çünkü büyümenin temel dinamikleri olan yüksek tasarruf-yüksek yatırım oranları, hem miktarı hem de eğitim düzeyi artan kentsel nüfus ve teknolojik adaptasyon var olmaya devam edecekler. Bu büyüme gelecek 20 yılda çoğunlukla Asya'da gelişmiş ülke tüketim standartlarını yakalayacak ilave bir milyar insan oluşturacak. Birkaç milyar da orta alt sınıf düzeyini yakalayacak.
Büyüme sürecinin giderek milyarlar mertebesinde insanı kapsaması 21. yüzyılın temel olgusudur. Bu insanların büyük bölümünün geri refah toplumlarında yaşıyor olmaları, buna karşılık cesametlerinin getirdiği ölçek ekonomileri sayesinde teknolojik çeşitliliği ve taklidi başararak ucuza mal üretebilmeleri, gelecek onlu yıllarda doğal kaynak rantlarında büyük artışlara yol açacak. Bu artışlar büyük ayrışmayı oluşturacak. Gelecek yazılarda, blokların oluşumu ile bloklar arası ve blok içi çatışmalara yakından bakacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder